En vefalı dostummuş yalnızlık, kalabalıklarda dahi asla terk etmedi; hangi yana dönsem, hangi kapıdan girsem sensizlik, sessizlik olarak dikildi karşıma.
Zaman kemendini boynuma atsa ne çıkar? ölümsüzlük iksirini içmişken, gözlerinin esrarlı ummanlarından.
Saçaklara gizlenen martılar gibi, her birimiz ayrı bir kıtadan ufka bakar. Rüzgâr sevişirken kandillerin titrek aleviyle, umut, tükenmek bilmeyen bir sabırla yükselir yorgun şileplerin dumanlarından.
Islık en güzel melodisidir, mutluluk tacını giymeyen, suskun masal kahramanlarının.
Taş kaldırımlarda gölgeni ararken, ve narçiçekleri aşkla açarken; Şair, yalnızlığı yarasına sarar, kim bilir yeniden diker sevda kalesini? Sararan yapraklarını toplar, sular boynu bükük lâlesini. Belki kollarında verir son nefesini; Kim bilir?...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yalnızlık şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yalnızlık şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.