Gelme, hasretinden harap olsam artık istemem…Kaderimmiş derim Gözyaşlarımı ummanın sukut eden haline dökerim Sevemem, sevdayı gönlümde besleyemem, aşkın sahnesinde ölemem Bir role giremem, kalbin ah uzarına ne söylerim, artık hasret başaklarını biçerim Kabahatliydim Hissiyatın ellerine ruhunu teslim etmiş bir nefestim Sevmendim, gönül verendim, bir tebessümüne güller seren çaresizdim Neyleyim, bahtıma boyun bükerim, sinemde korlaşan ateşle dağların suhuletine çekilirim Düşman mı silsin gözyaşlarımı Ruhumdan nükseden hicran damlalarının ahını Bir ömür anlaşılmayan feryadımı, melülleştiren hüzün akşamlarını Kalem tükenir, takat kesilir, ümitler direnir, nefes kesilir, anlatamam hasret şafaklarını Bir sevda güftesi yapmalıyım Gönül iklimi mümbit olan bestekârın kapısında sabahlamalıyım Yüreğimin gözyaşlarını anlatmalıyım, bir dem teskin olmak için başarmalıyım Gülüp geçene kucak açmalıyım, her cefaya muhabbetle bakmalıyım, adanmış bir nefes olmalıyım Ecelle yakın bir arkadaşlığa girmeliyim Ne gönlüme ve ne de sana bir daha diz çökmemeliyim İrfan kapılarında gecelemeliyim, çilenin sadrında kendime gelmeliyim İhsan nazarlarımı bereketlendirmeliyim, hassasiyet içinde kalan nefesi tüketmeliyim Gelme, gönül kitabım dürüldü artık Bir teselli olacak şevk ve sürur vaat edemeyeceksin yazık Toprak her dem sineme yakınlaşan farkındalık, kabir nasihat adına bir azık Anma, yâdında yaşatma, hüzün ve hicranın naifliğiyle eğleşme, varsa gözyaşın toprağa bırakma Mustafa CİLASUN |
Yürek bekler ,söylenilenlere inat.
her gidenin ardından dilde ,gönülde bunu hep yapar.
tebriklerimle, çok güzeldi Şair.