Yüreğimde yara var, ne sabır ve ne de sürur koyar…Mecnunları çok severim Vurgun yiyen sinelerinin titremesini dinlerim Mütevekkil halinde irkilirim, dalan gözleriyle akar giderim Sual etmekten imtina ederim, emrine amade bir nefes misali dilekleri için kefilim Akıl ya Rab sen muhafaza eyle Hiç kimseyi kimsenin eşiğinde süründürme Kalbinde beslediği ümitleri viran eyleme, sukut edeni dinle Sen sahipsin, maliksin, yaratan ve müddet verensin, şefkatini kimseden esirgemezsin Bırakmış kendini zavallı adam Saç sakal birbirine karışmış, mecnunlaşmış, dağlarda yatarmış Kayıplara karışır haber alınamazmış, kimi zaman gülerek ortaya çıkarmış Ne derin bir derdi varmış, dile getirilen hikâyeler içi burkan, yüreği yakan meyandaymış Kendini dağlara adamış Ne kadar ağlamışsa, ruhunda ki hicran dağlamışsa Gülen ve sevinen bir hale boyanmış, hangi kul görse, yardımına koşarmış Gönül zenginliği, sevdanın zarafeti, sadakatin naifliği hüznü dışlamış, kalp gözü açılmış Şöyle bir derinden baktım Kalbimin telleri titriyordu duramadım, ağladım Çok genç yaşta sevdasına adanmış, gözü kararmış, varlığını bırakmış Efkârın dağlarında derin derin düşüncelerle baş başa kalmış, hiç arkasına dahi bakmamış İnsanlar nasıl hürmet ediyor En yakınları gibi görüyor, hiç teklifsiz söyleniyor Bazen evin kızına nazar ediyor, gülerek ona bir şeylerden bahsediyor Kızın babası ve ağabeyleri değmeyin, yâdına sesleniyor, acısını tazeliyor, bir vakit sonra gülüyor Köylü çok sahip çıkıyor Asla gönlü kırılmasın diye hassasiyet gösteriyor Onun duasını almak, gönlünü yapmaktır kanaatini ifade ediyor Bir müddet sonra sessizce çekip gidiyor, ne verilmişse teşekkür edercesine tebessüm ediyor Mustafa CİLASUN |