Ey yar, ayağımda prangalar var, firkatin dağlar…Hangi sazı elime alsam Hüzzam bir perdeden başlayıp, yüreğin figanını bıraksam Mızrabın çaresizliğini anlasam, telin çığlığını duysam, bu ömrü adasam Sahranın kuşatan esrarında seraplaşan hayalinle bir lahza buluşsam, feryadını duysam Gülmek benim neyime Ne dikili bir taşım var, ne de varlık içimdeki har Ruhumu celbeden bir hasret türküsü var, her mısrasında içimi yakar Ne vakit vuslata ereceğiz yar, ne açlık ve ne de susuzluk sineme elem zerk eden melal Ok olsam dışarı atarlar Yay olsam, ellerinden bırakmazlar, ip olsam kırarlar Hasret nasıl sinemi dağlayan nar, ne kadar nida etsem, kim duyar Devasız bir yaram var, hicran ruhumda ummanlaşan nazar, umudum niye hazanlaşır yar Artık yüreğime kar yağar Çaresiz gözlerin feri kesilir, takatsiz bakar Hangi ateşe yaklaşsam sinemde bir sızı başlar, dil lal olmuş ne çıkar Firkatin insicamında nefes kesilir yar, hüzün yağmurları gözlerimden boşalan karar Yüreğimde tuttuğum hazin bir ses var Sanki içimden hiç çıkmayan mütebessim bir nazar Tuvali alsam, gönül fırçasını serbest bıraksam, gözyaşlarımı boya yapsam Nasıl bir sevda resmi çıkar yar, ne kadar bilmesen, hissetmenin feyziyle dirilmesen, melal sızlar Bilmem ki neden bu kadar yorgunum Şevke ve sürura yılarca hasret kamlı bir vurgunum Umutları solan korkuyum, başımı kaldıramam, huzura çıkamam kırgınım Ömür hanesi viran olunca, düşler ruhumdan uzaklaşınca, yakan kor serinletmeyince, yâdıma ağlarım Mustafa CİLASUN |