Yaşamak tadında Temmuz sıcağıBu sabah erkenden kalksam olgunlaşan umutları toplasam umut ağacından sonrada kuyudan su çekip güneşi yıkarım yanmıştır sıcaktan şahlanıp bütün beyin gücümle çağırsam doru bir at atıp ayağımı üzengisine koşsam dört nala nehir kenarlarında ve dolaşsam dağlarda kekik kokuları yabani otlar arasında ve yaşamak faslında size sarılabilir miyim Türkmen kızı türkü türkü kokunuz dağ yoncası gözleriniz bana tanıdık geldi de kendimi bağışlayıp vehimlerimden fazlalıklarımdan teesüflerimden ve de keşkelerimden bir yol bulsam yeni bir yol yeni bir dünya yaşamak tadında salkım saçak ağaçlarıyla Muson yağmurlarıyla dalsam yağmur ormanlarına kaybolsam bir süreliğine bir sabah erkenden kalkıp olgunlaşan umutlarımı toplasam umut ağacından sizin de bir ağacınız var mı herkesin bir ağacı bir tane güneşi ve bir yıldızı olmalı kendine özel ve çeksem bir sabah kuyudan buz gibi suyu yıkasam bi kez daha güneşi ne olur belki yine üşür üşürse de sarıp sarmalarım şefkatle umutlarım suya düşmez düşse de ses verir kuyu belki de gelecekten bahseder yaşamak tadında bir iki çift laf eder bu kez yalnız çıkmalıyım yola tren gemi her neyse işte onunla heya mola gitmeden ah gökyüzümü katlayıp saklasam ya görmeden kimseler ya çocuklar gök kuşağı olmadan nasıl toplarlar umut ağacından umutlarını yaz geçse güz geçse kış geçse ve bir ilk bahar sabahı bütün kadınlar toplansak mavi gökyüzü altında rüzgarda salınsa saçlarımız özgürce şarkılar söylesek hep bir ağızdan kediler köpekler kuşlar bütün orman sincaplar ve bir sabah orman gibi ağaç ağaç kenetlense ellerimiz bütün bunlar yepyeni bir dünyada yaşamak tadında olsa varsın Martılar da olsun deniz mavi gök mavi tuvalde başka renklerle... 1/Ağustos/2013/Perşembe/Bodrum Yüksel Nimet Apel |