Arş-ı Ala
ol ki sine-i canda bi pare
bir hükmü peşin kılan daimi erkanın ehl-i sünni o ki tende kulun olayım can içinde halim nicedir bir sualde bin cevap bu gelen ne gündüz ne gecedir vakti hasret içimde Rab sunar türlü biçimde bir gelir bir giderim ala-yı semada yanarım bu cihan durulmaz derya vakti seher bitmez vuslat-ı kula miras dön yüzünü semaya huşu ile seyreyle Rabbi arayan ellerini sen canımın cananı gönle davetimin sultanı o cennet ki kapısını açtığım besmele-i ala ile girilir gönlümün pınarı orada aşk-ı saadeti taşırır en alasından sürgülü kapılar vardır orada girer içeri huri şahın hası hizmeti gönülde bol eyler dinle gönül sesini pir-i şahın ne söyler bu vuslatı uzun saadet arş-ı alada bilinir günahlar bir bir silinir ben ki kerim olan hikmeti sende gizli can |