Git, hiç arkana bakmadan, nedamet duymadan git…Arkana Dönüpte sakın ağlama Sinene gam Zerk eden hissiyata bağlanma Bir endişe içine düşüp Keş kelerin sokağına uğrama Bir karar verdin, Aklını ve iradeni kullanarak Kanaatini ifade ettin unutma Bende İnsandım, Hatalarımla vardım Hiçbir zaman verdiğim Sözden geri durmadım Sabırla yol aldım, Kanaati dışlamadım, Her vakit ümitle yaşadım Her isteğini Gücüm nispetinde karşıladım, Kimi zaman Boyun büküm, ağladım İnsan, Aklıyla ve kalbiyle sever Henüz bu mertebeye gelmemiş Nefesler bilmem ki neyler Samimi olmak, Sadakat üzere bel bağlamak, Ötenin vecdiyle yaşamak ne der Hiç yoktan bir hevesin, Ben istiyorum Öyle olacak demenin Hangisi hak, kul hayâ eder Artık Ne sabahın Ve hüzün zerk eden akşamın Ruhumdan kopmaların Başladığı hicranın, sezgisinde varım Her hüzün kalesinin Misafiri olmaktan onur duyarım, Vurgun yiyen kalbe acırım Suskun ve kuytu yerden Seslenen nidayla yanarım, kabrin Hangisine baksam ağlayanım İnsan Varlık adına Hiçlikte kul olmaya adanmalı Aşkın her lahzasında Kalbinin hassasiyetiyle Durulup, konuşmalı Sukut etmeyi edep saymalı, Hak rızasının en müstesna Gaye olduğuna inanmalı Heva ve hevesin, Nefisten neşet eden talebin, Muvazenesiz isteğin Köleliliğine yaranmamalı İnsan, Kemali yet içinde Mutmaine olur Ruhunun ve kalbinin Sisli perdelerinden kurtulur, Hür olur, sevdasına adanmayan Hangi can samimi olur, Aşk adına bir umut taşır Çilenin her ikramı, Cefanın vakarlığa götüren sabrı, İman etmenin ihsanı aşk ile anlaşılır Mustafa Cilasun |