Neleri tutsak etmiyoruzki
TUTSAK ETTİK KENDİMİZİ
Bir sis Bir duman Güneş başını çıkarıyor dağlardan Işığa pusu kurmuş beyinler Maviler bulanık Maviler dertli Okyanusları bir çekebilsem diyorum kıyıya Yıkasam diyorum kirlenmişliğini karaların Ama olmuyor ‘ki Durgun maviliklerde beyaza dönmüş ölüm Martılar sörf yapmıyor rüzgarların kanatlarında Denizin yükselmiş ateşi Deniz hasta Yok ‘ki yüreğinde bir çiğ tanesi serinliği Açıklarda bir gemi sintinesini boşaltmış Dikmiş gözlerini mat ve kirli Bir yağ tabakasının üstündeki Karpuz kabuklarına, teneke kutulara. Bir adam bakmakta denize Dalgın ve düşünceli Allah kahretsin der gibi iki eli Konuşuyor kendi kendine sallayıp başını Adam hasta Yok aşklarına filiz veren sürgünler Rüzgarlar pişman dağ başlarından geldiğine Şimdi şehir kirliliğinde solukları Bir başka kokar Rüzgarlar hasta Bitmiş tükenmiş kıyılarda Dalgakıranların başına konmuş martılar Can çekişmekte çoğu Kıvrılıyor bedenlerine düşmüş İncecik boyunları Kuşlar hasta Sanki ölüm uykularında Bir ressamın fırçasından çıkmış yorgun İşlenmemiş sevaplara kurban doğa Ve şimdi her şey kendine sığıntı Şimdi her şey kendi kapanında tutsak Ve biz bunu ‘da başardık diyorum. Boğduk denizi kendi sularında. Ahmmet Canbaba |