Toprak idim, taş idim Haktan öte yok idim.
Hak diledi kul oldum, nurdan bir varlık oldum.
Âdem oldum melekler secdeye durdu.
Rab diledi Rabbin cennetine girdim.
Uydum kör nefsime, şeytana uydum.
Zakkumun tadı ki zakkumdan öte,
Kovuldum! Fani Dünya ya indim.

Rabbim diledi bizden hediye
O melun şeytan girdi devreye
Vesvese girince zayıf yüreğe
Habil gibi kardeş kurbanı oldum…

Ederken rüyada ay, güneş secde
Araya girdi bir kara perde
Kuyuya atılınca o zarif yerde
Bahtıma çıktı bir susuz tüccar
Yusuf olup kuyudan çıkmaya geldim.

Yıldızı görünce tamam bu dedim,
Güneşi görünce yıldızdan geçtim,
Arayınca her yerde hakkı kâinat
Rab diye puta tapanlar gördüm.
Yüreğine girince aşk-ı hakikat
Baltayla putları kıranlar gördüm.

Geçince zaman ömürden an an
Nefsine uyup koşanlar gördüm
Hoş gelince göze fani kâinat,
İblise uyup yoldan çıkanlar gördüm.
Gönüle inince o siyah perde
Mucize’ye büyü diyenler gördüm.
Kaçarken zalimden rabbine doğru
Denizi bölen asayı gördüm,
Nice pişmanlık duyan zalimler var ki
Son nefeste şehadet edenler gördüm.

Aradan geçince bir süre zaman
Unuttu yine Rabbini insan,
Girince araya fitne ve fesat
Kızları diri diri gömenler gördüm.
Kaybedip kendini şeytana uyan
İlah diye ateşe tapanlar gördüm.
Dillerde para, yürekler kara
Zikri unutup zevke dalanlar gördüm.

Bir nur ki indi arştan Âleme
Bütün nebilerin şahı hoş geldin,
Bütün âlem durdu secdeye
Hoş geldin ya Resul-u Allah hoş geldin.
Yeryüzüne indi gönlün şuuru
Melekler döndü kıbleye doğru
Rabbim bize bahşetti onu,
Senden gayrı yol yok ya Resul Allah.