Çaynağme DükkanıÇayın hasını demler Asaf Osman bilfiil, Aydınlanır nazarlar ince belli iminde. Bunu İstanbul bilir şahit olur seksen il. Demliğin başı döner demden çay mevsiminde. Gül misalin ıtırı bardağa nefes olur. Çaynağme dükkanın duvarları efsane. Ateşin gördüğü düş semavere ses olur. Çiy damlası gülümser hayalde tane tane. Kum saati zamanı çayın demine bağlar. İpekten ibrişimden anların perisi çay. Çaydanlık düşünürken demlik sükutla çağlar. Bu ahvali seyreder iştiyakla dolunay. İstanbul’da çay gülü açılır olur bahar. Asaf Osman rüyası tabir edilir suya. Erguvanlar açınca gönüllere düşer har. Billur naz ikliminde kadem gelir uykuya. Bardağı Leyla bilir dudaklar bu iklimde. Porselen ile camın ünsiyeti misilsiz. Nice gizem yüklüdür camdaki billur imde. Bir masal anlatılır dem dem ağızsız dilsiz. Şarkıların makamı kaynar semaver ile. Suzinâkla ferahnâk yüreklere tercüman. Gönle düşen som ateş nağmede gelir dile. Sohbetler koyulaşır demle hem dem olur an. Çay öyle bir iksir ki hem şiir hem de şarkı. Kâh göze kâh dudağa hitap eden meşrubat. Asaf’ın dükkanında anlaşılır çay farkı. Ben şekersiz içeyim sen istersen şeker at. Dildadenin bakışı çaydan ilham almış hep. Suya yansıyan hayal Mecnun’a Leyla olmuş. Hurufat sükutuna çaysızlıkmış ya sebep. Nedim’in divanında sayfalar ondan solmuş. Asaf Osman Efendi çaya üstat olan sır. Eli değince suya renk ahenk şekillenir. Bu emsalsiz söylence sürecek nice asır. Çay nağme dükkanında güzellikler dillenir. Ankara, 13.07.2013 İ.K |