Son Satırlar_
Saatlerdir sana dair bir şeyler yazma çabalarıma rağmen bu saçma sapan, benim tabirimle ’sefil satırlar’ dökülüyor dizelere.
Bağışla; gözlerini düşünürek yazdığım son satırlar olacak bunlar. Ne de çok sevmiştim seni üşüye üşüye. Ankarayı benden daha iyi bilirsin; O’nun soğuğunda seviyorsan eğer gerçekten seviyorsun demektir. Soğuktan kızarmış burnun geliyor aklıma; kulakların ve elbette gözlerin.. Annem’in beni sevdiği gibi sevmiştim seni. Karşılık beklemeden, sadece sevmiştim seni. Sevmeni istemedim sevemezdin beni. İnan ki. Uzaktan sevmek en güzeliydi.. İçim dışım sendin, sanıyorum Şubat’ı gösteriyordu takvimler. Hiç bir otobüste karşılaşmadık seninle. Şehirden hiç bahsetmiyorum.. Attığım adım, izlediğim film, yediğim yemektin. Acıtıyordu sen-siz-lik; ama onda bile sen vardın, Ve bu hiç olmadı; sen-biz-lik... Sana göre hava hoştu. Sevilmek, sevildiğini bilmek dünyanın en güzel şeyiydi belki de. Kendin için yazılmış satırları okumak nasıl bir tat bilmiyorum. Bana kimse yazmadı böyle güzel şeyler. Ve emin olabilirsin güzel gözlüm; Sana da kimse yazmayacak böyle güzel şeyler.. Hiç bir şarkı tam olarak karşılığın değildi. Dinlediğim, söylediğim, çaldığım hiçbir şey değildin sen. Bir besteydin; henüz yapılmamış bir beste. Çoğu şarkının en güzel yeridir nakaratı.. Girizgahın sana bugüne dek yazdığım satırlar, Nakaratını yazmadan bırakıyorum bu şarkıyı. İçimde, tam şuramda hiçbir zaman dinlenemeyecek bir şarkısın artık... Semih Uludoğan |
Ve bu hiç olmadı; sen-biz-lik..."
Döktürmüşsün yine..
Yüreğine sağlık..