ŞİMDİ ANLADIMGece üstü eve geldiğimde sen yoktun. Anlamıştım gittiğini… Ama geri geleceğini düşünmüştüm. Pişman olacağını ve korkan gözlerle gözlerime bakacağını… Fakat temelli gittiğini anlayamamıştım. Hoş nasıl anlayabilirdim ki? Seni kırdım, üzdüm. Hatta ağladın bile benim yüzümden. Üzgünüm. Yokluğun çok acı be sevdiğim. Dayanmaksa bir o kadar imkansız sanki. Zulüm. Evet sensizlik bana zulüm. Yokluğunu nasıl anladım biliyor musun? Komşuların ‘’Hala gelmedi mi?’’ dediklerinde. Ve evin kapısını tam on yedi kere anahtarla açtığımda. Çalan telefonlara baktığımda anladım yokluğunu. Ahh keşke sen olsan şimdi! Ben yine akşam iş çıkışı eve gelsem. Sen yine ben zili çalmadan daha kapıyı açsan. Yine atlasan üstüme bana sarılsan. ‘’Canım.’’ desen mesala öpsen hani. Ama yoksun be sevdiğim. Gittin. İnan canım çok zor geliyor yokluğun. Sensiz dört duvar arasında kalmış gibiyim. Zaman da ilerlemiyor zaten. Ya günler. Off geçmek bilmeyen o günler. İçimi sızlatıyor artık aşkım. Yemin ederim değerini şimdi daha iyi anladım. Biliyorum varlığında kıymetini bilemedim. Ama yokluğunda da az çileler çekmedim. Ne olur gel artık yalvarırım! Bırakma beni, çekme elini elimden. Dön evine, geri gel sevdalım. Yokluğun kalbime hançer girmişçesine acıtıyor. Artık dayanamıyorum buna. Senin beni beklediğin gibi; Şimdi ben bekliyorum camın pervazında. Yokluğunu sen gidince çok daha iyi anladım. Ağlamam derdim ama her gece ağladım. Bu sözleri yazarken bile ağlıyorum. Dön artık gülüm seni çok seviyorum. 07.02.2010 22.12.2010 14.06.2013 NEVZAT ŞİMŞEK |