gider/ken..’ bil/iyorum seninle aramızda hiçbir şey yok bil/iyorum benimle aranda hiç.... sadece yağmur yağdığında sızan o toprak kokusu ve o ıslak sıcaklık..’ bir git/mek dürtüsü var ki yüreğimde yorgun bir bedeni sağanak bir yağmurun içinde bırAkarak gitmek… bekliyorum dönüp gelmeni bıraktığın yerden beni alıp götürmeni… suçlu değil zamAn hayır. işaretlerini topluyoruz anılarımızın ve bağışlıyoruz dizkapaklarımıza kadar… içine düştüğüm kuyuların izleri bunlar Jilet gibi… emeğin/sevdayı büyüttüğü anlarda dinlerken ve severken yerken tırnaklarımızı tüketmek adına kendimizi ve didişirken devrilen bir put olduk kurak çölünde asanın... ben ki sevgilim olmayan sevgili; bir fidanı söküp/ tersine dikeceğim bu yüzden ve yaprakları saracak toprağın derinlerini ki kök salacak bulutun mavisine adın… (…) |