Hayret
Durun!
Siz ne yapıyorsunuz? Çırılçıplak soyup, Beyaz elbise giydiriyorsunuz. Sonra konu komşu toplaşıp, Ağıtlar yakıyorsunuz. Durun! Nereye götürüyorsunuz? Yangından mal kaçırır gibi, Bu telaş niye? Gittiği yerde, Rahat mı edecek sanıyorsunuz? Durun! Niçin çukur kazıyorsunuz? Daha dün köşklerde yaşıyordu. Kara toprağın altına, Niçin bırakıyorsunuz? Dışarıya çıkamasın diye, Niçin tahtaları diziyorsunuz? Durun! Neden üstünü kapatıyorsunuz? O orada ne yapar? Hiç düşünmüyor musunuz? Acımasızca, Çekip gidiyorsunuz? Durun! Niye bana söylemiyorsunuz? Ey hocam! Ey câmi! Ey minâre! Ey musalla taşı! Ey mezarcı başı! Ey gözyaşı! Ey mezar taşı! Siz kimi öldürüyorsunuz? 2008 Kozyatağı (Altınoluk Dergisi sayı 272) |
Önce şehitler geldi aklıma
Yirmi yaşındaki delikanlılar geldi
Umutları olan
Sevdaları olan
Ana kuzuları geldi
Deli dolu çocuklar geldi
Aynı nesilde büyüdüğümüz
Yaşama birlikte merhaba dediğimiz
Kutsal yiğitler geldi aklıma
Gül kokulu şehitler geldi.
Sonra vatan geldi aklıma
Kur’an geldi ezan geldi namus geldi
"Şehitler ölmez" diye haykıran milletim geldi
Atatürk geldi aklıma
O sıkıntılar çileler yokluklar geldi
O mübarek aşklarımız geldi
Türk olmanın gururu geldi aklıma.
Ardından gözyaşlarım geldi
Bir anda buz tutan gerçekler
Kan donduran görüntüler geldi
Bayrağı yerlerde gördüm
İçim sızladı
Üzüldüm.
Haziran 2013 - Ümraniye
Şahin Cahit Yanık
Engin yüreğe usta kaleme selam olsun
Beğeni ile okudum
Yürek sesin hiç susmasın
_______________Saygılar