ER YA DA GEÇ...
Zamanı belirsiz;
Yüzlerde siyah birer maske, Saklanmış tüm ifadeler ardına Ve fısıltılar duyulur dört bir yanda. Çağırır adımı silik gölgeler, Yerli yersiz mırıldanır pervasızca. Delice bakışlar, Donuk suratlar Ve suskun dudaklar. Susarım bazen, Mumun titrek ışığında. Ve deler geçerim duvarları, Bir yandan, Beynimde şimşekler çakar. Anında huşu ile dolar kalbim, Sığınırım sadece O’na, Secde ederim Gecenin zifiri karanlığında. Gücüme güç katan; Tüm çukurları, Kötüye dair çirkinlikleri; İnsan denen mefhuma ait ne varsa Kirli ya da kara Bir çırpıda kapatan. Alırım her nefesi istemsizce, Tüm varlıklar hüküm sürer Bu dipsiz âlemde. Her şeyi aşmak mümkün bilirim, Yanımdadır, hissederim. Sorgusuz sualsiz kabullenmek varken, İsyan nedir bilmem; Bir tek ben değilim ki Her daim tevekkül eden; Er ya da geç bilinen o ki: İntikal edeceğiz ebediyete Olsa da vakit çok erken. |