ÖZGÜRLÜK VE ANLAMAK
Anlamadan içeriğini hayatın
Şaşırıp saptınız. Kayda değer kaç zevk var diye sorsam Donar kalırsınız. Lutuf değil insanlaşmak Niye ben Benlik ki hissiz kör Yaşamla gereksizce çarpışan. Bilenleri dinlemiştim, Şifreleri çözmüş kalbimle yaşıyorum ben Körpe beyinleri adressiz bırakan kahrolsun İç ışıklarınızı söndürenler Kahrolsun işte,bunalım var bu gidişte Dönüş,siniş,susuş. Kabule,sabıra dayanmak sonra Fakat Yaşanmışlıkların izlerinden yükselen sızı Yıllarca dinmeyecek Tanımadınız mı düşmanı,bireysellik hortlatan Çeşitlilikle her an yüz yüze getirip Her bir parçamızı kaptıran Kararsız kılan,zorlaştıran seçimi. Dört yanı uçurum Asıl yalnızlık zirvesinde Yön tüketen hain Put perest özgürlüğü Sorumluluğu sorun eden Anaya anne dedirten yoldan Huzursuz huzur evine götüren Ne yası, Ne de katmerli mutluluğu var Uymayan uydurulan Bir garip yaban Özgürlük Nede sınır yok ki İlde,devlette Gölde,denizde,okyanusta. Belirlenmemiş mi sınırı ve gücü güneşin Ekmek niye var,su niye Ne varsa anlama yönelik değil mi Suç ve günahtır anlama göre biçimlenmemek Ey özgürlük Anlamı tanımla sen önce İnlemeyen ne var diye sordum Çıt çıkmadı hiç bir zerreden Az çeşitli kıt,kısır zevklere çabucak kanmak Tekrarlarında boğulmak biraz biraz Teknolojinin ve özgürlüğün hızına göre düzenlenmemiş ki hayat Ey Mevlana Söyleyebilirsen Gel de yeni şeyler söyle Eskimemişken eskiler Bizcemizle yaşanmaz Ne var ki bizim olan Aracıyız Var olanı okşayarak biçimlemek Ya da bozmak gibi bir yetimiz var O kadar Yürüyelim şartlanmalarımızın üzerine Akıl bilgiyi vurur Atar gereksizini çöpe Anlamak budur. 19 6 2013 |