ADAM
Mutsuzluğuyla aynı yastığa baş koyan adam,
Dinle, bu satırlar yine sana yazılıyor. Dün yazıldığı gibi, yarın ve hep yazılacağı gibi. Kelimelerim tek tek bedenini okşuyor, Ve sen kendini hapsettiğin umutsuzluğunla başbaşasın. Ruhunun bedeni aşmak istemesine engeller koyup, Mutsuzluğunla aynı yastığa baş koyuyorsun. Söylenecek ne söz bıraktı sözlerin dilimde, Ne de gözlerimde bir damla yaş, Gözlerimin nehrini kuruttun be adam. Sana adam diyorum, En azından satırlarımda ‘adam’ ol diye! Üstüne adamdan başka her isim yakışıyor. Ama sen! Satırlarımda dahi adam olamıyorsun. Satırlarımı terk edişin seni adam yapmıyor. Şimdi sessizliği bozma vakti. Sen taştan kaya çıkarmayı marifet mi belledin? Yağmuru sevmezdin sen. Hiç yağmurda yürümedik. Islanmadık hiç beraber. Kar da sevmezdin sen. İşte bu yüzden hiç kartoplarıyla savaş yapmadık. Hep sevda tomurcukları fırlattık birbirimize. Biz sadece sevdik. Ben seni, sen bir başkasını Ve habersizce çekip gittin. Ben sensizliğin dibini yudumlarken her gece, Sen bensiz mutluysan, Hep öyle kal! Büşranur Erayabakan |
saygımla.