SUSTU...
Yakamozları pırıl pırıl parlarken gözlerinde,
Yorgan yaptı yüreğime masmaviliğini, Gel dedim, ört üzerime deryalığını, Geldi, ısıttı, yaktı, yandı... Uzun uzun baktı gözlerime, O konuşmadı ama ben anladım, Eller acıttı canını, ben okşadım, Diller yaktı narını ben kavruldum... Yazdık, yazıldık, yazdırdık, Duyduk, konuşulduk, konuşturduk, Vazgeçmedik, vazgeçtirmedik, Çünkü aşk’ bizdik... Karanfil, kuru muz, domates reçeli, Çelik yüzük, tahta kalem, yavruağzı şal, soğuk hava, terasta çay ve sigra, Otogardaki taksi ve o buse ; bizdik... Gitmedi kara bulutlar üzerimizden, Ne yıldırım ne şimşek ne yağmur bitti Yalnızca elindeki şemsiyeyi tutacaktı üzerimize, Şemsiyeyi de kapayıp gitti... SUSTU... Kasvet verenler güldü, o öldü ve öldürdü... Hicran HANZADE |
Çelik yüzük, tahta kalem, yavruağzı şal,
soğuk hava, terasta çay ve sigra,
Otogardaki taksi ve o buse ; bizdik...
Gitmedi kara bulutlar üzerimizden,
Ne yıldırım ne şimşek ne yağmur bitti
Yalnızca elindeki şemsiyeyi tutacaktı üzerimize,
Şemsiyeyi de kapayıp gitti... SUSTU...
Kasvet verenler güldü, o öldü ve öldürdü...
Hicran HANZADE
Hüzün dolu dizeler okudum
Yüreğini kalemini selamlıyorum
________________Saygılar