BİR YUDUM İNSAN...
Sessizliğimi deliliğime verin "a" dostlar
Saçlarım ağarmaya başladı Artık dem sükunet ve dinleme demidir Bir söyler bin dinleme faslıdır Kıyıma vuran dalgalar kadar yorgun Bir o kadarda serzenişimi Hoyrat yüreklerin içinden arınarak geldim Hayatı ince eledim sık dokudum Bir musibetten bin nasihat aldım Yavaş yavaş demlendim Tıpkı semaver de odun ateşindeki çay gibi Demlendikçe durdum gördüm hayatın gerçek yüzünü Bakmayın arada bir delilik yapıp dellendiği me Bazen ölümü yazdım bazen sevdayı bazen hüznü Bilirim her yüreğin kıyısına çarpan dalgaların Neler getirip neler götürdüğünü Kimine mutluluk Kimine hüzün kimine aşk Ben gibi lere de sanırım keder ile harmanlanmış hüznü getirdi Sessizliğimi yüreğimin derinliğindeki hüzünler bozmaya çalışır Sukutu mu bozar gözlerimin gördükleri Islak gözlerden dökülen yaşların Yanakta değil yürekte bıraktığı izi bilirim Bir kelamın insanı yaşlandırdığı gibi Adam gibi adamı öldürdüğünü bilirim Oysa hayat ne garip oysa insan ne garip Acıyı da kederi de hüzünü de o yaşar sadece Kendi dünyasında Beyninde fırtınalar seslenirken yüreğine Yürek mabedini kapamıştır ALLAH’A açılan elleriyle Bir yudum insanım tıpkı bir damla göz yaşı gibi Gözden dökülüp yanaktan süzülüp yere düşene kadardır vaktim Hançer saplanır yüreğimin orta yerine çeksem olmaz kalsa olmaz Tuz basarım olmaz hasreti vurum olmaz Yani demem o ki "a" dostlar Üç günlük dünyanın kahrını ömrüme yazdım |