......EHL-İ-SALİP....Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiirin hikayesi olamaz. Şirin bir hikaye değil yaşadığımız.
Bu dünyayı dövecek bir dünya arıyorum Şöyle eli sopalı, çatık kaşlı bir dünya Her sabah huzurumu,öfkeyle karıyorum Istırabı yiyorum her sabah doya doya Bültenlerde gözyaşı hava durumu bomba Çocuklar anne diye ağlamıyorlar artık Bir kaç leş arasında kelepçeli bir baba Hayat süren leşlere,kokuşmuş zihin katık Götürmeyin babamı,beni götürün diyor Bir yavru salya sümük, kahvaltı yapıyorum Reçel, pekmez,bal ve yağ,soframda oturuyor Beynimde fırtınalar.ben kime tapıyorum Hani garpta birine batsaydı şayet diken Şarktaki bu acıdan almalıydı payını Tüm müminler savaşın seyrine vakıf iken Nasıl ister sofraya yağlı sıcak tayını Filistin kan ağlıyor,Afganistan ve moro Arakan başka yara,kırım,kerkük ha keza Süpermen mi gelecek,yetişecek mi zoro Sessizliğimiz Yarab ! bize en büyük ceza Çiğnemeden yutuyor hazmı kolay müminin Nasıl böyle ruhsuzuz,nasıl duyarsız yarab Top yekün ve sımsıkı tutulmayan ipinin İlmeğine çek bizi yoksa halimiz harap Yada bize kuvvet ver Hamzanın kuvvetinden Yürüyüşümüzden ödü kopsun ölümün Kerem et,nusret eyle bitimsiz kudretinden Yoksa sonu yok gibi devam eden zulümün Yegin. |