BİR YOKLUĞUN VAKASI ...bir pencere önünde sayıyordu günleri ne geleni var idi ne de ondan gideni.. soluk almak nafile vermek daha da zordu kaçışının nedeni sorulmak bilmiyordu... kuşlar ona ötüşür dağlar ona eserdi o ılımlı sesini bir de rüzgar keserdi ne aynaya bakardı, ne yüzüne küserdi bir garip insandı ki kırılmak bilmiyordu... içindeki özlemler gözlerini aldırır sonra durduğu yerden alemlere daldırır oynamayan kolunu sanki biraz kaldırır parmağıyla ALLAH der yorulmak bilmiyordu... başı hep kalabalık ruhu yalnız bir kuldu baktı insanlık ölmüş kendini camda buldu pencere gülü gibi gün vurdukça o soldu yinede geçmişine darılmak bilmiyordu... o dünyaya aitlik kahretse de içini harcamıştı ömrünün bilmez kaçta kaçını eğer kalp taşıyorsa anlamıştır suçunu SEHER çook hedef aldı vurulmak bilmiyordu... çevirmedi önüne yanlı kader makası içindeki bu çığlık yokluğun son vakası olmuyor bak dese de felek ömrün takası sabır taşı yüreği yarılmak bilmiyordu ... düşündeki hayali bin vuslata bedeldi hasretliğin acısı hergün bağrını deldi o sustukça kahretti gözleri dile geldi içindeki fırtına durulmak bilmiyordu... hayat denilen gaye dünyaya sığmıyordu hatta erken anlayıp, gönlünü AŞK a yordu herkesler onun gibi genç ömrünü yakmadı o kendini terkedip, amana bırakmadı ömür Aşk-ı münteha vakit baştan durmuştu zorlasan da bir daha kurulmak bilmiyordu... SEHER EMRULLAHOĞLU 24.05.2013 |