acaba buraya en son ne zaman gelmiştim yıldız olup kaydıkları zaman mı canların yoksa yürekler korkuyla titrerken mi ne zaman şöyle bir kükreyelim dedikse hep tuzaklar kurdu dönmeler önümüze...
şimdi ben neden geldim ki buraya ne kaldı ki kırık ellerimiz de buralar da her şey yavan olmuşken oysa geçmişimiz eskiden böylemiydi sevgiye hasret uçurtmalar gibiydik ayaklarımız bile hiç basmazdı yere sarmaşıklar gibi sımsıkı dolanmış kenetlenmiştik birbirimize utanma ve haya duygusu doğurganlığın da gözerimiz bile bir başka sevgilerle bakardı ancak sıkılıp ve utanarak kaçamak akardı tüm içtenliğiyle yüreğe
nah işte şurada değil miydi Şeyda’nın parmağına elimin rüzgarının sürtünüşü nasıl da bir ürperti ile hoplamıştı kızcağız o küçücük yüreğiyle deprem varı sallanıp durmuştu ilk ve son soluğunu da o anda vermişti biçare
esnaf bile müşterisini iteklerdi komşusuna siftah yapmadı diye sıkımıydı büyüğümüze saygısızlık yapmak hele küçüklere sevgi göstermede gör kulaklarının elerde ufalanışını tüm mahallenin değerleri emanetimiz gibiydi gözümüzün yağı gibi korumak üzerimize farzdı vallahi
birine yan gözle bakmak mı maazallah yere düşürülmüş paraya bile dokunamazdık zira harama dokunmak olmazdı düşüren aradı mı düşürdüğü yerde bulsun diye daima sevgiyle saygı yarış ve barış içindeydi gözlerinin içinde bakardık ki büyüklerin bizden bir tas su istesin diye zira su vermek ve iyilik etmek şan şeref sayılırdı
fakir fukarayı koruyup kollamak bir tarzdı mahalleliye ne kadar güzel ve özeldi öğretmenlerimiz anne ve baba gibiydiler çiçek öğretmen değil miydi oğlum babanızın koyunlarına sakın güvenmeyin zira bir hastalık gelir bir gecede bitirir varlığınızı okumaksa altın bileziktir size kaldıkça değer üstüne değer kazanır
işte şurada "Dündar TAŞER" boyun eğdirildi kaderine son görüşüm olmamış mıydı o zümrüt gözleri sen koptun ya dost hayattan vatan şuuru bile kalmadı yüreğimiz de düşlere bile sığmaz senin yerin dağda karlara gömmediler mi taleben "Muhsin’i" ne olurdu o gülüşün güneş gibi yurdum da parlasaydı kaç yüz senede filizlenir senin gibi biri bilmem ki hayalin bile ne güzelmiş yaşadığımız ve yaşattığımız tüm gerçeklerin oysa şimdi insanların yaşama şekli öyle mi ya her şeyin başı da sonu da zaten baştan yalan ve dolan...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Vatanı batağa attılar... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Vatanı batağa attılar... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
fakir fukarayı koruyup kollamak bir tarzdı mahalleliye ne kadar güzel ve özeldi öğretmenlerimiz anne ve baba gibiydiler çiçek öğretmen değil miydi oğlum babanızın koyunlarına sakın güvenmeyin zira bir hastalık gelir bir gecede bitirir varlığınızı okumaksa altın bileziktir size kaldıkça değer üstüne değer kazanır
işte şurada "Dündar TAŞER" boyun eğdirildi kaderine son görüşüm olmamış mıydı o zümrüt gözleri sen koptun ya dost hayattan vatan şuuru bile kalmadı yüreğimiz de düşlere bile sığmaz senin yerin dağda karlara gömmediler mi taleben "Muhsin’i" ne olurdu o gülüşün güneş gibi yurdum da parlasaydı kaç yüz senede filizlenir senin gibi biri bilmem ki hayalin bile ne güzelmiş yaşadığımız ve yaşattığımız tüm gerçeklerin oysa şimdi insanların yaşama şekli öyle mi ya her şeyin başı da sonu da zaten baştan yalan ve dolan...
(21.05.2013) AZAP...
Şiirdi............ Usta kalemi duyarlı yüreği saygıyla selamlıyorum Yüreğine kalemine sağlık Selam ve saygılar
Vatan sevdalılarını yine mahir ve vatan sevdalısı ustamızın özenle kaleme alması ne güzeldi Beğeniyle okudum her satırını tekrar tekrar saygılar sunuyorum hocam.
acaba buraya en son ne zaman gelmiştim yıldız olup kaydıkları zaman mı canların yoksa yürekler korkuyla titrerken mi ne zaman şöyle bir kükreyelim dedikse hep tuzaklar kurdu dönmeler önümüze...
şimdi ben neden geldim ki buraya ne kaldı ki kırık ellerimiz de buralar da her şey yavan olmuşken oysa geçmişimiz eskiden böylemiydi sevgiye hasret uçurtmalar gibiydik ayaklarımız bile hiç basmazdı yere sarmaşıklar gibi sımsıkı dolanmış kenetlenmiştik birbirimize utanma ve haya duygusu doğurganlığın da gözerimiz bile bir başka sevgilerle bakardı ancak sıkılıp ve utanarak kaçamak akardı tüm içtenliğiyle yüreğe
nah işte şurada değil miydi Şeyda’nın parmağına elimin rüzgarının sürtünüşü nasıl da bir ürperti ile hoplamıştı kızcağız o küçücük yüreğiyle deprem varı sallanıp durmuştu ilk ve son soluğunu da o anda vermişti biçare
esnaf bile müşterisini iteklerdi komşusuna siftah yapmadı diye sıkımıydı büyüğümüze saygısızlık yapmak hele küçüklere sevgi göstermede gör kulaklarının elerde ufalanışını tüm mahallenin değerleri emanetimiz gibiydi gözümüzün yağı gibi korumak üzerimize farzdı vallahi
birine yan gözle bakmak mı maazallah yere düşürülmüş paraya bile dokunamazdık zira harama dokunmak olmazdı düşüren aradı mı düşürdüğü yerde bulsun diye daima sevgiyle saygı yarış ve barış içindeydi gözlerinin içinde bakardık ki büyüklerin bizden bir tas su istesin diye zira su vermek ve iyilik etmek şan şeref sayılırdı
fakir fukarayı koruyup kollamak bir tarzdı mahalleliye ne kadar güzel ve özeldi öğretmenlerimiz anne ve baba gibiydiler çiçek öğretmen değil miydi oğlum babanızın koyunlarına sakın güvenmeyin zira bir hastalık gelir bir gecede bitirir varlığınızı okumaksa altın bileziktir size kaldıkça değer üstüne değer kazanır
işte şurada "Dündar TAŞER" boyun eğdirildi kaderine son görüşüm olmamış mıydı o zümrüt gözleri sen koptun ya dost hayattan vatan şuuru bile kalmadı yüreğimiz de düşlere bile sığmaz senin yerin dağda karlara gömmediler mi taleben "Muhsin’i" ne olurdu o gülüşün güneş gibi yurdum da parlasaydı kaç yüz senede filizlenir senin gibi biri bilmem ki hayalin bile ne güzelmiş yaşadığımız ve yaşattığımız tüm gerçeklerin oysa şimdi insanların yaşama şekli öyle mi ya her şeyin başı da sonu da zaten baştan yalan ve dolan...
işte şurada "Dündar TAŞER" boyun eğdirildi kaderine son görüşüm olmamış mıydı o zümrüt gözleri sen koptun ya dost hayattan vatan şuuru bile kalmadı yüreğimiz de düşlere bile sığmaz senin yerin dağda karlara gömmediler mi taleben "Muhsin’i" ne olurdu o gülüşün güneş gibi yurdum da parlasaydı kaç yüz senede filizlenir senin gibi biri bilmem ki hayalin bile ne güzelmiş yaşadığımız ve yaşattığımız tüm gerçeklerin oysa şimdi insanların yaşama şekli öyle mi ya her şeyin başı da sonu da zaten baştan yalan ve dolan...
Üstadım, engin yüreğin dert görmesin. Mükemmel bir şiir. Selam ve dua ile.
Ülke insanımın geldiği son nokta çok güzel anlatılmış.Maalesef bu güzellikleri kaybeden Milletim ne bela ve musibetlere kalacak. Çok güzel insanlarımız henüz tanınmadan, anlaşılmadan aramızdan ayrıldı.Allah rahmet eylesin. Sorsanız gençliğe bilmem ne kadar şarkıcı,kaçkın, aktris, artist varsa bilirde, Ülkesinin güzide insanlarını bilemez. Hulasa gelinen nokta çok acı.. şiir bu manada çok güzel yazılmış.kaleminiz daim olsun.
Vefalı dizelerde geçmiş yadedilmiş. Herşey yerli yerindeyken güzel de. Değişim rüzgarları yaman esmiş. Beğeniyle okudum hocam kutlarım. Saygılar İzmir'den.
Usta kalem yine döktürmüşsünüz yılların içeriğindeki mazideki yaşanmışlıkları anlatımınız o yıllara özlemi getiriyor dosta, vefaya, arkadaşlığa verilen değerin boyutunu gösteriyor süper mısralardı saygım size
Yine kükremiş sel gibisin Bendini yıkar gidersin Seyrine tahamüllün kalmamış Ne ar kaldı ne haya Geleneklerimizi yok ettiler Onlardan geri kalan ne kaldı ki? Sevdamız büyüktü vatan sevgisi yazılırdı dağlara taşlara Şimdi ise vatan parçalanıyor ,bundan kimsenin haberi yok Kapalı kapılar arkasında ne hesaplar görülüyor Bunca dökülen kanlar heba mı oldu? Yerde yatanların haline kimler bakar onu düşünüyorum...
Duyarlı yüreğinizi kutlarım sevgi ve saygılarımla can dostum...
Toprak kokulu yar....!!! Ben mecnun isem senin çöllerinde. Sende leylamsın benim gönlümde Gelip geçsende kış gibi ömrümde . Gelip gidişiyin izleri hala yürekte.... Ben ferhat isem senin dağlarında.. Sende şirinimsin talan olmuş bağlarımda Her gün doğup batsanda şu bağrımda.... Gece gündüz hayalimde ve akılımda Ben kerem isem bıraktığın bu yerlerde. Sende Arzumsun kokladığım güllerde.....
.....yoruma değer bulduğum paylaşımın sahibine saygılarımla..............
işte şurada "Dündar TAŞER" boyun eğdirildi kaderine son görüşüm olmamış mıydı o zümrüt gözleri sen koptun ya dost hayattan vatan şuuru bile kalmadı yüreğimiz de düşlere bile sığmaz senin yerin dağda karlara gömmediler mi taleben "Muhsin’i" ne olurdu o gülüşün güneş gibi yurdum da parlasaydı kaç yüz senede filizlenir senin gibi biri bilmem ki hayalin bile ne güzelmiş yaşadığımız ve yaşattığımız tüm gerçeklerin oysa şimdi insanların yaşama şekli öyle mi ya her şeyin başı da sonu da zaten baştan yalan ve dolan...
Güzel dizelerinizi çok bğendim candan kutluyorum selamlar...........
acaba buraya en son ne zaman gelmiştim yıldız olup kaydıkları zaman mı canların yoksa yürekler korkuyla titrerken mi ne zaman şöyle bir kükreyelim dedikse hep tuzaklar kurdu dönmeler önümüze...
Elinize ve yüreğinize sağlık...Gerçekler çok güzel ifade edilmiş.