BİR LONDRA RÜZGÂRI
Bakışların bana seni anlatır
Yorgun ve argın bir aşk kıvamında Deli dolu yaşıyorsun, çılgın bir deniz gibi Bilmem ki hâlâ Londra’da mısın? Frankfurt gecelerinden bir yüz, Sıcaklığını bana anımsatan bir rüya Güne bakan gözlerin, en çok uzakta özlenirmiş Ne çok zemheriler geçtim o sahil kasabasında Ah benim vefasız sevgilim, Özleminle arsız kanserini emzirirken, sen yoktun.! Sen, ezber bozan Londra’lı, gül dudaklım Beatles hatırına iliş pencereme Sen, kendini ayırmazken zevk-i sefadan Toprağa çiğ düştü usancın durağında Ben seni uyarmıştım, Burası Efes, Bizans’lı rahibeler, Şifrelerle okunur tarihteki aşklar Geçmişe ipek serip, aşkı cennet mi sandın? Yıldızlar küsmüş karanlığa, bulutlar uykuda Sensizlik yalnızlığımı çoğaltıyordu, ne çoktun ! Ne hoştur, mehtabı seyretmek geceleri Şimdi seni biriktiriyorum, eski fotoğraflarda Klopatra’nın anatomisiydi, bu şehri ikiye bölen Ağlayabilseydim, şu halime Yüreğimde hâlâ sıcaklığını taşıdığım o’ Londra’lıya Bir beste yapardım, şu hantal piyanomun tuşlarıyla. Yine öykümün dramatik saatlerindeyim Karanlığa örtündükçe ellerim, ses vermiyor tamburam Öylesine yorgunum ki eski yosmalardan Saniye saniye gelip geçiyorlar gözlerimin önünden Ağırlığım kalmadı, Güz rüzgârları dokunuyor tenime Bir Londra rüzgârı gibisin melez keşkelerimde Ben, bütün ümitlerimi tükettim sana varmadan Şimdi koşuyorum Pişmanlıklarıma teslim olmamak için Belki de her boyun eğişim, her diz çöküşüm Yarım kalmış bir aşkın ihtilâlidir. Nuri Dağdelen Özdere-İzmir 16/4/2013 |
Karanlığa örtündükçe ellerim, ses vermiyor tamburam
Öylesine yorgunum ki eski yosmalardan
Saniye saniye gelip geçiyorlar gözlerimin önünden
Ağırlığım kalmadı,
Güz rüzgârları dokunuyor tenime
Bir Londra rüzgârı gibisin melez keşkelerimde
Ben, bütün ümitlerimi tükettim sana varmadan
Şimdi, koşuyorum
Pişmanlıklarıma teslim olmamak için
Belki de her boyun eğişim, her diz çöküşüm
Yarım kalmış bir aşkın ihtilâlidir.
emeğinize saglık..abim..saygım ve tebrıklerimle