Giden ey yolcu
şevvalın onuncu günü’saatın yedisi
gidişin o gidiş adımlar kısa hislerin.kör yürüyüşün aheste yürüyüşün pati ! asılı kaldı ardında ki gözlerin diksiyonun yalın ve perşancasına sözcüklerin düğüm.düğüm ölümcül, Ö L Ü M gün gelir güzellik şarkıların biter pişmanlık şarkılarını başlarsa şaşırmayasın kimbilir sarar kaset çaların yeniden yeniden başlarsın kim bilir belki şafak yıldızın düşüverir bir taş gibi avuçlarına şimdi ...! leb mi kaldı ? leb-lebi yi yazayım...! yadigar bıraktığın göz damlaları vardı ya ? kimbilir uça uça gelip konar bir kelebek vari kipriklerine Kadir Haktan TÜRKELİ |
Gidişin şevvalın onuncu günü
Cücük kısa adımlar
.....beyinsiz cudam tavırlar
Vede aheste aheste katırtırnağıyla apardığın inadın
Boş- boşuna aleste bekleyişin
Gizli saklı nükteli ,
vede değerin yitirmiş nostaljik sözün
birde ar damarın da götürdüğün sıfatsız yüzün
Doğrudur yeksan edip ....bükdürdün bu bükülmez ...boynumu
Ama leb kalmadı leb-lebiyi incitem
.....tepkimem ki...!
Yıldız taşı zınk desin varsın düşsün başına
ardında yadigar bıraktığın...bu damlalar
Kanatlansın...!
uça uça gelip konsun
kipriğine kaşına
kipriğine kaşına
Kadir Haktan TÜRKELİ
Yine kaleme özgü nefis anlatımdı usta
Severek okudum
Yüreğin kalemin daim olsun
Saygılar