Kışın En Acı Karı
Karın esir aldığı bir beyaz kent var bu diyarda
O kefeni andıran çadırlar da neyin nesi Yetmiyormuş gibi kar da arttırıyor etkisini Çadırların içinden hıçkırık sesleri duyuyorum Dışarıda ise kışın ilk karını selamlayan çocuklar Kar gibi tertemiz yürekleri, aldırmıyor bile çadırdan gelen sesleri Onlar yalnızca karın büyüsüne aldanmış bir kar perisi Küçük yürekleri soğuk bir kara bile teslim ediyor kendini Çehrelerinden okunuyor her şey onlar bir hüznün esiri Kışa inat giyinmişler pardesülerini, biz çocuğuz bilmeyiz hüzün diyor çehreleri Belki de saklanmıştır o hüzün kalplerinin bir köşesinde Ama onlar, kara kapılmış periler bu acıyı belli ettirmezler Açmış kollarını büyük bir umutla, yalvarıyor belki de rabbine Ey rabbim, kurtar karın altında kalmış küçük umutlarımızı Ey rabbim, şu beyazımsı siyah tablo da nedir böyle Saflığı temsil eden beyaz, karartıyor içimi nedense Herkes siyah maske takmış yüzüne Bütün beyazlığına inat olsa gerek kışın Çadırların yanında duran leğenler de neyin nesi Belki de bu çaresizliğin ve yokluğun sesi Çadırların halatları güçlükle tutunuyor toprağa Şu beyazımsı örtü hayat veriyor canlara Kanatları altına almış, bir bez parçası yaşamı Sarmalıyor tüm gücüyle Kızılay ışığında Karı gören herkes terk etmiş çadırları Belki bir rahmet yağar üstümüze diye Buruk bir tebessüm yayılıyor o korkak gözlerde Belki birazdan bir güneş doğar diye Yazdan kalmış yeşil çimler son kez gülümsüyor bahara Son kez el sallıyorlar konuk ettikleri çadırlara Daha fazla dayanamıyor kar, çeviriyor yeşili beyaza Küçük kalplerdeki sıcaklık dönüşüyor ayaza Bir hüzün tablosu beliriyor karşımda Kalemim de küstü artık konuşmuyor kağıtla Anlatılmıyor içimdeki hüzün seli ağıtla Hiçbir zaman ümit kesme, dile gönülden Allah’a Van depremi anısına... |