KÖY ÇOCUKLARI
Sakın ağrına gitmesin sakın,
Köy çocuğu olduğun için, Sen değilsin o çizginin ressamı, O Leonardo da Vinci tablosunu, Unutma sakın sabah akşam, Tarhana çorbasıyla karın doyurduğunu, Güneşe çevir yüzünü, Yanarsa yansın bedenin, Sahra çölü olsa da yolun, Bir o kadar da engebeli, Yeşertecek onu biliyorum, Zorluklara meydan okuyan yüreğin, Bak karlar erimiş çoktan, Toprak ne güzel de kokuyor, Dağlardan esen soğuk rüzgar, Hala şakakları sanki ısırıyor, Ellerini dikenler nasılda yırtmış, Lastiklerinden parmaklar bakıyor. Eğrelti otlarının altında gizlenmiş, Muktepeler seni bekliyor küçüğüm, Cincile,dılbıran göğe baş kaldırmış, Öbek öbek kaldirikler toprağı patlatmış, Topla küçüğüm topla durmadan, Baksana toprak bereket saçıyor, Nisan yağmurlarıyla birlikte, Bahara merhaba diyen, O yemyeşil meralarında, Kekik kokan dağlarında, Meleşen kuzularla ders çalışan, Ayağında ter kokan lastiklerinle, Hayat bu ya her zaman gülmez, Sakın iğrenme yokluğundan, Sen İstiklal savaşı gazi torunusun, Kuru bir dilim ekmek,bir baş soğan, Bir ağaç gövdesine yaslanmış, Gölgesinde öğle sofrası kuran, Sen pembe konaklar da doğmadın ki, Ne anadan görmüşsün,nede babadan, Toprak kokar körpecik bedenin, Çatlamış dudaklar,nasır tutmuş ellerin, Güneşe yol alıp yakalayacaksın, Baharda çiçek açan bir ağaç gibi, Okullar tatil olur olmaz tarlalardasın, Elinde tırpan çayır biçer,tımar yaparsın, Akranların eğlenirken sen başaktasın, Hararetten çatlamış dudaklar kavrulur yanarsın, Ağustos ayının kızgın güneşine, Körpecik vücudunla meydan okursun, MAYIS-2013 |