SABAHA NE KADAR VAR?
Ölüm kokuyor, kan kokuyor umut dolu yarınlar
Her çağda, her yerde, her kimlikte yamyamlar Akılları baştan almış, sevgiyi dar ağacına asmış korkular Nefretler ellerde, dillerde, yüreklerde Dönüşmüş korkunç mu korkunç akıl almaz vahşete... Her insan patlamaya hazır bomba Her an pimi çekilecek gibi Suçlu arıyor, suçlu soruyor... Her an herkesi parçalamak istiyor.. Yaralı arslan, kaplan misali... Siyasetçiler: kimi bize gün doğdu diyor.. Köpürtüyor, abartıyor, hedef gösteriyor.. Suçlular Suriyeli mülteciler diye hüküm veriyor. Öfkeli, öfkesinde haklı kalabalığa masumları katlettiriyor.. İktidardakiler her şeyi örtme peşinde Suçluları buldular iki saat içinde... Yayınları da yasakladılar.. Başka seslere kulak vermeyin... Bizden hesap istemeyin diye... Nasılsa sabıkalı bir Esat var.. Katlettiği yüzbinler var.. Bunu da onun hanesine yazalım ne çıkar... Böylece saklanır, hatalar, yanlış politikalar.. Öz eleştiriye, yanlışları düzeltmeye Harcanır mı hiç Amerikada geçirilecek değerli zamanlar... İnsan hayatı ne değersiz ülkemde Herkes cesetler üzerinden siyaset peşinde Milletin de maçlardan derbilerden, futbol muhabbetinden Başka düşündüğü, tartıştığı bir şey yok gibi... Abarttıkça abarmışlar fanatikliği Oraya da bulaştırmışlar, kanı, dehşeti caniliği.... Sabaha ne kadar var? Uyutmuyor beni bu kabuslar... Bu gece de ne kadar uzunmuş Sabahı beklerken geçti yüzyıllar.. DURAN ATİK. |
Ülkemde yaşayan duyarlı birlerce insanın suskun sesi gibi bir şiir.
kaleminize sağlık.