Oysa...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın sevgili beklendiğini biliyorsa değer,
yoksa değer vermene değmez... .....................oysa, Bir güvercin kursağına özene bezene Sana olan duygularımı tıkış tıkış sığdırıp, Yazdığım son dizelerle ayağına sitemlerimi bağladım Kanatlarında uçurdum, Ayrılığa salladığın mendilini Mavisinde gökyüzüne… Biliyorum son bir kez çaktırmadan koklayacaksın Eski günlerin hatırına dokunduğum her bir teleğinden Bil ki; Benim için Artık bir güvercin bile değilsin… Oysa, Onulmaz yaralara merhem çalardı Çığlaşmış bir çocuk sevgisi çağlardı yüreğimizde Mahcup bir edayla güllerin açtığı gül çehrende Edepli sevdalar büyüttüğümüz Utangaç dokunuşlarımız vardı Adımıza çevrilmiş koruluğumuzda çiçek böcek kanat çırpardı… Halbuki kimsenin tavuğuna kış dediğimi bilmem Senle her samanlığı seyran bildim o kadar. Ne titreme oldun zelzele yemiş harlı yüreğime Ne köpek sadakatiyle bağlılığımdan haberdar… Artık kahrından kararmış içime Hengamesinde yittiğim bu şehrin karanlığı çökse ne Umursuzluğunla boy abdesti aldırıyorken sevdamıza Dolanıyorken ayaklarıma gözlerindeki sonsuzluk ifaden İşte bundan kelli sitemlerim alazlı sana Bükülmüş belimi omuzlayamaz artık umarsız ellerin… Doru atların koşturduğu gibi koşturmak ne çare Gönül sevdi mi kaplumbağalar bile menzile erer O Kaf Dağı kadar uzak, O göklere eren başındaki vakar Gözlerinden okunuyordu, ayrılırken Biliyorum, Anlamsız gururunun mağlubusun Kibrinin mağruru... Neyse, Artık bana müsaade Bendeki sen Senle miadını mı doldurdu ne? Şükrü Aktaş |
kutlarım..