ANNEM…Gülsün, güller arasında, Gönlümde gül annem.. Birleşmiş yüreğinle ellerin, Her zerremde emeklerin, Uzansın eller üstünde ellerin, Doya doya öpeyim annem.. Her mevsim bahar sarıp sarmaLayışın, Rabbimden rahmet.. akmasın göz yaşın, Kanadı kırık, bahara uçan kırlangıcın, Hakkını heLâL et.. sonu yok pişmanLığın. Harmanda hasadı sararan başağın, Ne çabuk büyüdü bağrına bastığın, Yavrum dedikçe buLutLar darmadağın, AyrıLmaz can candan, kader bağLadığın. KırıLmasın koLu kanadı sabrın, Hatırı soruLmaz düşen yaprağın, merhemi şefkat kanayan yaranın, AcıLar diLe geLsin, taş değiL bağrın. Ana gibi yâr.. Bağdat diyarı aşkın, Tersine döner devran insan şaşkın, öpüp kokLadığına kınaLar mı yaktın, Cilvesi bu kaderin, açan gül baharın. GönüLde buram buram kokan hasretin, Gözlerimde hayalin, yüreğimde sevgin, Acılar yumağında unutulan gurbetin.. Uzaktan uzağa sesi geLiyor, yanık türkülerin.. Geceler, sessiz ve derin.. Bir çoçuk ağlıyor, sanki matemi gecenin.. Nefesi kesiliyor esen rüzgârın, Hatırası yavan yaşanmayan baharın, Kulağıma gelen ninni değil ağıtların, Hesaba geLmeyen acıLar geçen yıLLarın. Darb-ı meseL sözLerin; “yavrum, ben gülmedim.. Güzel günler nedir, bilmedim. GizLi ağladım, derdimi söylemedim. Demedim.. niye böyle kaderim..” “çoçuklarım.. eşim, Faniyim.. sermayem sevgim, Sevdiren yüce Rabbim, KutsaL biLdiğim… SevgiLer, üzerine titrediğim.” Ama olmadı be annem; cicili bicili sözlerin, Duymadı kuLağım.. canım, cicim, bebişim. Töresi miydi dedemin, ninemin, “Seven sevdiğine, sevdiğini söyLesin” diyor, Peygamberim.. ELbet Baharı vardır her kışın, DereLer çağLar nehir oLur akışın, Gözlerinden yüreğime akarken yaşın, SevgiLer yeşerir gönüLde, güL açar bakışın. Duymadın mı.. annem, Bir gurbet dönüşü, Sarılırken boynuma kolların, SENİ SEVİYORUM.. dedi; Gözyaşlarım.. Düğüm düğüm çözüLdü hıçkırığım, Yağmurdan sonra güLümseyen gökkuşağım. Ben ayaklarının altındayım. Dile… Rabbimden, Cennet olsun, mekânın. Benim de; Ayaklarının altında olsun, Makamım.. İlhan EROL |