say ki hastahane önünde incir ağacıyım
Adının her harfine bir boncuk
her boncuğa bir mavi her maviye bir dilek asıyorum sen adımı her susuşunda leylâklar eziyorum sonra kimsenin çalmadığı kapımda ve ölmek istiyorum adını bilmediğim bir taşra hastahanesinde sana güller deriyorum sonra her narkozlu uyku sonralarında.. boş ver beni ağlama ve elbette sıkma "canımını" yar tanrısı çocuklarca taşlanmış bir dervişim ben yollarında panzerleri de yendi ve halaya durdu şimdi bizim esmer çocuklar her şeyimi hibe ettim tek yutkunuşuna heybemde bir tek adın var fenayım diyorsun fena fillah der zaten çaresiz tüm sofiler her şeyin başıdır O’nun ismi diye öğrendik emeklerken sevdayı ondandır doğruluşum her kanadığında dizim o masmavi adınla nereyi terk ettiysem oraya bir dalgınlığımı bıraktım terk edesin diye beni terk edesin diye aşkı ve mâsivayı adınla yoğruluyor günlerim ve adınla aydınlanıyor tüm geceler.. |
dizelerini güneşe tutmuş
ne çıkarsa bahtına
burası aziz ülkem
tebriklerimle
yazı dilin çok güzel