HASANOĞLAN’A AĞIT
-Hasanoğlan’da yıkılan iki yapıdan birincisi(Fotoğraf: Ergin Baysal)-
Dalan gözleri, titreyen dudakları Hüznü gördüm, yalnızlığı, çaresizliği, Parmak izini, alın terini bebelerin Değer bilmezliği gördüm, diri diri. Duyarsızlık bir bir söküp alıyor Tuğla üstüne tuğla koyan yok İşleri yıkmak, silmek izleri gözlerden Hasanoğlan’dan mutlu ayrılan yok. Sağır sultan olmuşlar, duymazlar ki, Taşı koyarken koptuğunu parmağın Yerle bir etmişler, derslikleri, uğrağı (+) Duymazlar yontulan taşların, ritmini tuğlaların. Bozkırlar yeşerir, kırlar çiçek açardı Bebelerin alın teriydi bunları coşturan, Gece demez, gündüz demez üretirler İşlerine gelmez ders almak bunlardan. Tüm yükü, eziyeti güle oynaya onlar çekti Yüksünmediler, usanmadılar yaparken Ayrıcalıklı yer aldılar dünya sisteminde, Düşünün biraz; o taşları, tuğlaları sökerken. Gölköy’ün tuğlalarıydı masada biblo gibi, Gözleri dolarak izlemişti günlerce Tonguç, O çaba, o imece, o üretim fırtınası Kavak yelleri esiyor başınızda, hey çocuk! Nar gibi kızarmış kiremitler, baş üstünde, Kale gibi, yıkılmaz taş duvarlar vardı Türkülerin, oyunların bitmeyen sesi Büyüyen, gelişen Türkiye’yi yazardı. Batırılan geminin üretimleri bunlar Yakın, yıkın, sizin değil onca emek, Onarım deyip aşırın tuğlalardan Hazırda olan gelsin, kolay olsun yemek. Mehmet Erbil 22 Nisan 2013 (+) uğrak: lokal www.mehmet-erbil.tr.gg |
Acımız büyüktür sevgili dostum yürekten katılıyorum size .
Kaleminiz aymazların başına çekiç olur, vurur inşallah.
Güneş gibi parlayan yüreğiniz hiç sönmesin.
En derin saygılar benden size.