GEMİEtini beyaz köpüklü dalgaların kemirdiği Karaya vuran Kederli, ihtiyar bir geminin İskeletine verdim kambur sırtımı Birazdan çıkacak fırtına için İçimdeki denizi dinlendiriyorum… Ve üzgün, ağlamaktan yorulmuş gözlerle, Seni seyrediyorum… Yağmurun vurduğu camın ardından bakar gibi, Buğulu bakışların. Dişlerimi sıkıp, çenemim çatırtısını duyuyorum Çakan şimşeğin şavkını görüyorum gözlerinde Bir beklemek beliriyor içimde, an geçmiyor! Gök gürültüsünü bekler gibi bekliyorum Fırtına öncesi sen’sizlik bu. Şimdi hıçkırarak ağlayacaksın. Seni ben bile susturamam! Yedi renkli gökkuşağına daha çok var. Kafamın içindeki sesleri başka hiç bir şeyin Bastırmaya gücü yetmiyor inan. Bir ayaklanma çıktı içimde Artık söz geçiremiyorum kendime. Bu, gemiyi de belki bir isyan batırdı. Benim gibi, batıyorum bende! Bir cins-i lâtif marifetiyle Büyük bir yara aldım göğsüme Bakmayın kanımın akmayışına Bir iç kanamasıdır aşk! İçin için kanar, gırtlağına kadar, yar olursun, Çırpındıkça dibe çeker seni boğulursun… HASAN ULAŞ |