AKIL OYUNLARIsağnak bakışların gözlerimiydi düşen güvercin sessizliklerine göz gözü görmez olurdu ilk gün ışıklarıyla kırılmış sular akardı küskün sokaklardan kedi mırıltısı zamanlarda kolonlar sallanırdı damperli kamyon sevgilisine her kavusmasında verilmiş sözler akla gelmezdi ve bütün vaatler çoktan tükenmişti bu kent mütehait yorgunluklardaydi kalfa köşebaşlarında merdiven boşluguna ivme katan o işçi olmasaydı gün başlamadan bitecekti kimin umurunda süngersi dokunuşları vardı klozet kapaklarının hazmı kolay saatlerin tükenişi marifet kimdelere peşkeş çekilmişti üstü kalsın diyenler altında kalmıştı düşen damlalarin gözlük kılıfına saklanan son elli lira bilirdi hayatın kaç kuruş ettigini miras yedi köpekler susmuştu horozlar ibiklerini düşürmüştü o civciv uçup gittiginden beri dolu zamanların boşa evrildigi bir taş devri canavarıydı atesi bulan,ne oldugunu unutan adedi deviri olmayan makinelerdik ne yesek doymayan dagin göle düşen gölgesinde ceylanlarin suya inmesini bekledik ne tuhaf... avlanan avcılardık biz kültablasındaki izmaritler gibiydik her gün kendine bir son çizen kendine inanmayan kendilerdik her yenilgide kazandim diye avunan sagnak bakışların gözleriydi düşen bizi sagır eden seslere tutkun ressamın utancıydık şairin bitmez ilacı hal ve gidişten sınıfta kalmıştık ışıga koşan pervanelerdik karanlıga aşık kuyruklara müptela yolları dolduran kalabalıktık yagmurlar kan revandı kimin umurundaydı görünmeyen aklın bir gün görünür olacagı...... |