Sende
Gözlerimde uzun bir yolculuktun
Yüreğimde sönmeyen Güneş Birde Ay gemisi olman yok mu? Karanlığı alıp getiren Yıldızlarım bile batık bir hazine olurdu Sönmüşlüğümü anlatan Siyah bir denizdin Ben sadece denizde açan tuz İnci gibi boynuma asardım akışını Sonsuzluk dururken saksıya akardın Çiçeği kurumuş olan Sen dala dokunan çiçektin Ben çiçeği kundaklayan dal Sonbaharı bile beklemeden dökülürdün Bende kırılırdım yerde de olsa sana kavuşmak için Sadece arıları sevindirirdin Balın başkasına yem (Bir çiçekte kaç kovan bal Oluşur ki) Sen her sabah uyanıştın Ben gözlerinde çapak Uyanınca ilk beni atardın üstünden Bir avuç suyla (Ben suyunda kaybolmaya gönüllüydüm Sen suyu ellerinle yüzüne taşımaya Ben ellerinin yüzüme gelmesini de beklerdim Bir avuç suyla kaybolacaksam senin ellerinde kaybolmalıydım) |