Hani nerde/ kan nerde Su gibi/ yağmur gibi Damar nerde/ can nerde Gül gibi/ nehir gibi Gözyaşları kutsaldır İnsanlar özlüyorsa İçilir şerbet diye Damlalar nehir gibi
Bir damla olsaydım yolunda
Ondan sonra Çıktı gitti Ardına baka baka Ama yoktu işte Allah kahretsin yoktu işte Beyaz güvercin yoktu Kırmızı karanfil yoktu Yoktu işte yakamozlar Bakışları kaldı geride Yapıştı sokak kaldırımlarına Gün/ gece/ güneş ve fener Silemedi hiç bir şeyi Hiç bir şey aslında Bakışların tarifiydi belki Ondan sonra çıkıp gitmek Kolay değildi belkide Allah kahretsin... Git diyorlardı Gitmek zamanıydı belki Çıkıp gitti işte
Çıkıp gelseydim peşinden
Hat bulduk yürümeye Hayat bulduk sürmeye O yedi renkli zaman Şimdi nerede Çınarın gövdesinde Yeşil çentiğin kaldı mı hiç Yavrum/ yiğidim Duman tütsün bacandan Kış inmesin paçandan Kürkü yok korkuların Isıtmaz düşlerimi Hattı sattı diyorlar Hayatı battı Bir avuç dinamit Ve bir kibrit çöpü arasında Hayat hattını çizdik ihanetin Kem gözü bedduada yoksulluğun Kurşun ciğerde Mavzer duvarda Uzanıpta yatasım geliyor yanına Yavrum /yiğidim Duman tütmüyor artık Kış dinmiyor
Damla damla yollarına dökülürdüm acıdan
Uslanırsın demiştin Çırpınmaların geçer/ durulursun Ve hatta Utanırsın ağladığına Tam on iki yıl geçti O mevsimin üstünden On iki bahar .............sensiz... Kadınlar geldi geçti Yatağımdan Hiç girmeden düşlerime Ama elimin eline Elimin göğsüne İlk değişini unutamadım Senden sonra Hiç utanamadım...
Damlalar birikirdi yollarında....
O sonsuzluktaki bayram O taş duvarların içimizdeki yükselişi O kaçışlar çadır kızlarından O rakıyı ilk içişimiz bir su başında Hayır... Sen değilsin İçimde ki o Nesne vardır yakar mum ışığını Nesne vardır kanatır adamın kafasını Ama benim haykırışım Benim naram Al bir beşikte ki bebe kadar Özgür olmak ister kendince Fakat gece İndikçe ensemden ayaklarıma Yürümez olurum dost dergahına Albızın köpekleri Keser yolumu İki dam arasında sidiklenir muhabbet Sonsuzlukta ki bayram Çiftleşir taş duvarlarla Taştan inekler doğar Taş ocağında duman tütmez Bilirsin.. Çünkü benim gibi Rakı içerken her cuma Sende Serhoş kafirsin
Bir rüzgardı demiştin Gelip geçmedi işte Savurdu herşeyimi Değirmen olup döndü gençliğim Kavurdu/ezdi/un ufak etti/ savurdu işte /savurdu O yüzden rakı içerken/ şarap açarken/ ölümüne gavurdu işte/ gavurdu Savurdu neyim varsa/ acımadan savurdu Bir diyardan bir diyara Tozlu bey gibiydi Geldi geçti Yani "Kiziroğlu Musatafa Bey" gibi Bir hışımla geldi/geçti Öylesine hızlı Öylesine çarpıcı Avucunda güneşi saklardı Gaz lambasının ışığında Ve dünyayı göğsünde ısıtırdı Öylesine sıcaktı Ve öylesine ısıtıcı Kapılmamak mümkün mü Mümkünse gelde sen kapılma
Damlalarında terinin kokusu vardı erkekliğimin
Ağlama sevgi bitti diye Sevgili çekip gitti diye Yeter ki sen sevmek iste Yeşil bir ağaçta bulabilirsin Sevgilinin gözlerini/ sesini Hele birde meyve veriyorsa O gözlerden daha sıcak Olacaktır inan Bir sokak köpeğinin sırtını okşarken Sevgilinin tenini hissedebilirsin Eğer verdiysen ona Bir kaç dilim ekmek Kaybettiğin inancı bulabilirsin Etrafında zıplayarak dönen bir inanç Eğer sen istersen gülüm Ne sevgi biter bu evrende Ne sevgili eksilir çevrende Sadece şekil değiştirirler Ve birde coşkuyu
Damlalar sevinç gözyaşlarına dönebilir İlk günkü gibi ağlayabilirsin.....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
HAYATA DAİR...(2) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAYATA DAİR...(2) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Eğer sen istersen gülüm Ne sevgi biter bu evrende Ne sevgili eksilir çevrende Sadece şekil değiştirirler Ve birde coşkuyu ........................ Gidenin yeri dolmaz ya... saygıyla şair
tebrikler
saygılar