Dağları Dinliyorum
Dağları dinliyorum.
Ilık, ılık esen bir yelin sesinden Bir taraftan usul, usul saçlarımı okşuyor Bir taraftan üzülme diyor, O yel, Eğilmiş de, sol kulağıma. Diyor ki! Bak o dağların kokusunu getirdim sana… Sonra kekiklerin, papatyaların kokusu koklatıyor, Ve şikâyet ediyor etekleri papaya dolu, İzinsiz toplayan, köy kızlarını bana. Dağları dinliyorum, Ilık, ılık esen bahar yelinin sesinden Birer, birer, ne var ne yok dağları anlatıyor bana. Diyor ki! Bak bahar geldi, dağlarına. Sular çoğaldı, pınarlar dersen coştu. Kıl çadırlar kuruldu, Koyun kuzu keçi dünden çıktı yaylalarına. Ve çobanların çaldığı kaval seslerini, Dinletiyor o yel eğilmiş de sol kulağıma. Dağları dinliyorum, Ilık, ılık esen bahar yelinin sesinden Dinliyorum her bir dağın efsanesini dağların. Gülbaharın Memosunu, Ağrı dağının zirvesinde yanan, şu ateşinin hikâyesini. Ve bir boş beşiğe ağlayan, Yörük anasının, oba beyinin öyküsünü Bir de, Olympos’ta tanrıların unutulmaz efsanesini; Ilık, ılık sen bir bahar yeli, Anlatıyor eğilmiş de, ne varsa sol kulağıma. Ahmet Yüksel Şanlı er 13 Nisan 2013 Antalya. |
Kaleminiz hissedişleriniz mihmandarı olmaya devam etsin dileklerimle.