*/*/*/*/*/ Çiğdem ANIK Kardeşim’e */*/*/*/*/

Anlatmaya yetmezdi toy bulutlar
Şiirlerimi adadığım kekre amazonları
Kuruyan bir yara kabuğunu atar gibi attım
Kapattım marazlı düşlerimi gün yeline
Ölümden ve aşktan payıma düşenle
Gönlüme postal giyip çıktım dağlara

Akşam erken olurdu dağlarda
Sancılarımı yoklardım ayıkmadığım uykularda
Bir tek şarkım bile yoktu düşlerimi kurgulayan
Bir tek türküm bile yoktu kalbimi ırgalayan
Katil bir ıssızlık sızısı oymaktaydı yüreğimin üstünü
Ahraz hayallerim vardı mahzenimde
Buruşuk umutlarla sakladığım

Kerpiç duvarlar gibi dökülürdü ufuklar
Kerpiç sıvalar gibi sökülürdü şafaklar
Semiz ve temiz uykular düşleyemezdim
Çöllerin efendisi de değildim
Oysa ne de çok istiyordum denize karşı oturmayı

Kuytulardaki mor menekşelerin yalnızlığında
Destursuz cemre bekledim elli iki zemheri boyunca
Hayatı aşk sanırdım yalnızca aşkı da hayat
Boz bulanık sularda boğuluşum hep bu yüzdendi
Aşktan öte duygu da varmış oysa
Depremlerle sancılanan topraklarımda
Çıkardım gönlümün postalını

Umutların bittiği yerde başladı
Yıldızların muştusu
Saplanan okun sedası yankılanıyor
Gönlümün mahzeninde artık
Hüznüm şekillenerek büyümüyor
Tebrizli gözler can evime park edeli
Sekiz beş dalgaları kıyıları terk etti

İkimiz de aynı anda sevdik
İkimiz de aynı tonda sevdik
Sinsi ıssızlığın sızdığı ruhumuzu
………………………………………………
Keçiboynuzlarını andıran bir Amazon tümeninin
Asla bir semazen etmeyeceğini
Şarkıların anlattıklarının cılk sevdalar olduğunu
Şems’i tanıyınca daha iyi anladım
Tebrizli gözler can evime park edeli

12 Nisan 2013