MERDİVEN
Memurdu,
Az maaş alıyordu, Çalmayı öğrendi, Şef oldu. Rüşvet yedi, Müdür oldu. Dostları,ahbapları çoğaldı. Ahbap-çavuş ilişkisine yöneldi, Genel müdür oldu. Minnet, zimmet derken, vurdu voleyi, İşten kovuldu. Hapishaneyi boyladı. İçeride ihtisasını geliştirdi, Az zamanda çıktı içeriden, Dünyalıkları ile bir iş kurdu kendine İş adamı oldu. Artık zengindi, Hırsız değil… Saygın bir bey efendiydi, Protokollerde yer alıyordu. Memleket meselesini düşünmeye başladı, Bastı parayı, milletin vekili oldu. Artık meclisteydi, Dokunulmazdı. Az iş miydi, vatanı, milleti düşünmek, Bu merdivenleri kolay çıkmamıştı… Baktı çarklar burada daha iyi dönüyor, Takıldı birine, Emme basma tulumba gibi, indirdi, kaldırdı elini. Sonunda hak etti, buldu yerini. Bakanlıkta vardı şansında… Birinin bakması lâzım dı bu millete Çünkü asiller taşıyordu vekilleri, bu nimetlere Vatan, millet, Sakarya edebiyatıyla, Alkışlar aldı her bir keresinde. Politikanın yalan yapanı makbuldü Kısa zamanda kavradı işi. Yedi sülalesine yetecek kadar servet yaptı. Zaten dönmüştü köşeyi, Lâkin yapılacak çok işler vardı, kısa zamanda, Daha çalınacak neler neler çıkacaktı karşısına Verdi talkımı, yuttu salkımı, Rüşvet, alın teri karşılığı dedi, Kılı yetmedik bebelerin hakkını yedi. En gözde siyasetçiydi. İş bitirmede bitirimdi. Rüyasında görse inanmazdı, Bir gün bu yerlere geleceğini. Lâkin kader, Yürü kulum dedi. O da kaderi dinledi. Artık dokunulmazlık içinde, Büyük adam olmanın keyfini sürüyordu, Sefaleti çeken Milletinin sayesinde Umurunda mıydı başka şey… 06.06.1979 Erman Ulusoy Lüleburgaz |
Yüreğini gerçekleri yazan kalemini
Ayakta;
A l k ı ş l ı y o r u m............
Saygılar