BU AKŞAMLIK
Dilim tutuldu bu akşam ama
Konuşmam gerek Bir şeyler söylemem gerek İçimdeki alevleri sana Göstermem gerek Kalbimi üsten aşağı yırtarak seni çok özlediğimi Nasıl anlatsam bilmem ki Şairane dizelerde Pekte beceremem ama Yazdıklarımı sen öyle kabul et Birde kusur işlemişsem Bir tanem olarak sen affet Kollarımla arzı sarsam da Sardığım yerleri görmem Gerek Ama Arz izin vermiyor Yanıyorum kor ateşler içinde Seni görmek için Herkese kanıyorum Seni bekliyorum, Seni özlüyorum Dudaklarımdaki çatlakları Görmesende Nedense…. Bütün susuzluğumu sende arıyorum Gittiğim her yerde sen Bazen koluma girmiş Bazen elimden tutmuş Masmavi gökyüzünden Gözlerini gözlerime dikmiş Bakıyor bana derinden Parlayan gözleriyle Sıtma tutmuş içimi Isıtıyor Kuruyan dudaklarıma Kendi dururuken Bulutlardan yağmur taneleri Gönderiyor Yanaklarına kondurduğum buseler Heyecanlandırıp beni Bazen sinir etse de seni İşaret Parmağın ileri geri gelse de Söylemem gerek Hiç kimseciklere Göstermeyerek Neden seni aşikar edeyim Sen içimde gizsin Ufuklarda sen bana, ben sana Sarılmışken Atmışsam üzerimdekileri bir kenara Yatak dar gelirken Sabaha kadar hiç bıkmadan Gezmişsem dünya alemi Nefes almışsam derinden Mevsim daha kış Çıkartmamışsam kalbimden Beklemeye değersin Beklerken Hiç de üşümemişken Aradığımı bulmuşken mavi derinliklerde Dilim tutuldu bu akşam Saat sekize gelirken Senden ayrılmak istemesem de Sabahlara akşamlara kadar Dilim çözüldüğünde yazarım Biriciğim bu akşamlı bu kadar. Sami Yüce 02/04/2013 /İstanbul |