Pencerenin Arkasındaki Kız
Hayat onun serçe parmağından başlamıştı,
Canını yakmaya… Gören gözleri sisli perdelerin ardında Yavaş yavaş körleşti. Ekmek kuyruğundaki yaşlı teyze Kahvehanedeki emekli asker ve nicesi Ona ruhlarını kapatmışlardı. Kemikleri ne kelime İlikleri sızlıyordu soğuktan… Bir kalbin yavaşça ikiye bölünüşü, Annesi ve babası olmayan bir kız Kime anlatacaktı içindeki yarayı? Tezgahtar usulca öne eğilip sordu, ‘Hala bekleyecek miyiz?’ Aldırış etmedi. Onu parasızlık değil,hayatındaki Fakirlik ince ince yiyordu Bir anda gökten 3 elma düştü,karların arasında Eğildi usulca onları almaya Lakin bir anda kendini yerde Buldu… Üzerinde açlıktan gözü dönmüş insanların Tekmeleri ve haşin vuruşları O an anlamalıydı,hep pencerenin arkasında kalmalıydı. |