HAN VE HANCI.!
Gönlü aklın ile koyma kafese,
Çırpınır durursun nefes nefese. Sevgiyi attığın o yer denizse, Balık bilmez ise halik bilecek.! Sendeki o yürek öyle güzelki, Her sevenim diyen kadrin bilmezki. Sen yine sıdk ile şükrünü etki, Kullar bilmez ise Mevla bilecek.! Üzülüp darlanıp eğme başını, Çatıp durma iki hilal kaşını. Değmeze akıtma gözün yaşını, Kıymet bilmeyen kul hal ne bilecek.! İnsanız mayamız bir damla meni, Herkes hak edemez değer bileni. Sevenler gitmezmiş sen sev seveni, Kim gerçek kim yalan kim ne bilecek. Acıyı sızıyı çekenler bilir, Duymazmısın her gün sela verilir. Bir an gelir can bedenden çekilir, Acıyı sızıyı el ne bilecek.! Bülbül kesilmiş müptela güle, Gül meraktadır açar yad ele. Yad ellerde vardır çok dolap hile, Yad el çalı diken gül ne bilecek.! Bu dost diyorki gel etme yapma, Sözümü el ile bir edip tutma, Yarayan var ise yabana atma. Han baki yolcuyu yol ne bilecek.! Dost sözü hakiki amma ve lakin, Sözüm okuyan düşünsün sakin. Okuyan dost varsa kızmasın sakın, Yürek yarasını yar ne bilecek.! TİRYAKİ kul sana el olmadı hiç, Dua’sın dilinden bırakmadı hiç. Senden öte gayrı gözümde bir hiç, Senden gayrısı yok ne bilecek.! 03 Nisan 2013 00.22 İstanbul |