Öfke ve hüzün
ve öfke
özgürlüğe hevesli bir kuş gibi çırpınıp durur içimde... affet! affet ki nefret, gidenden bir parça kalsın istemektir... gün gelir her şey için vakit az, bazen de geç olur sanki ilerlemekten yorulmuş gibi ben, mutsuz bir başlangıcın arefesinde sen, can çekişen bir ahu, son nefesinde unutma, unutamam; denedim, biliyorum, her defasında hıçkırıklarım döküldü gözlerimden seninle susmayı bile özlerim ben denedim, biliyorum, her defasında... susma! sözlerin aklımda kalır dönülmez bir yolun vurulası başındayım bir yağmur sonrası gökkuşağıymış gördüğüm şimdi soğuk, karanlık bir sabahın beşindeyim ey bir canla bin defa öldüğüm! yüzünden süzülen gözyaşındayım hayalim hayalinden sürülmüş gibi dönülmez bir yolun vurulası başındayım... yıpranmış, sararmış, kuru bir umudum var halâ gözlerim, benim o buğulu gözlerim hep arkadadır yakınları bilinmez uzaklardadır... ve hüzün yaralı bir kuş gibi kanayıp durur içimde konacak ince bir dal arayıp durur içimde sen beni düşünme ben kendimi bulurum az da olsa, seni kaybettiğim yerde... fatih kibar |