Tibet'e
sen gidiyorsun belli oldu
tüylerini süpürmeyeceğim artık su kabın olmayacak köşede halıda çamurlu ayaklarının izi ayrılık yakın geldi ıslak burunlu çalar saatim son lokmamın sahibi bakkala gidemeyeceğiz parka da eczaneye de hüzünlü bakacaksın duvardan göz göze geleceğiz ben radyoyu açarken her defasında gözlerim dolacak resmin hep duvarda kalacak gür sesin hep yadımda… |