Sil gözyaşlarını, yüreğini burkan suskun umutlarını!Ağlamak ne kadar zarif bir hissiyat Duygular günyüzüne çıkarken, melulleşen şevk biterken sanki hal bitap Emel e sıra gelmeden, heves henüz filizlenmeden, gönül lisanı sürur içinde mi harap Yazmak istersin, muhabbet için zarif yürek beklersin, her lahzada bin bir mecradan geçersin ne tuhaf Bir dilenci kadın gördüm, yamandı Kendini ikaz eden kim varsa en galiz küfürler ederek hırlaşan meramdı İçinde bekleyen nezaketi ve edebi unutan nacardı, insan bu kadar mı vahşi sorardım Kocası içermiş, çocukları perişanlık içinde beklemiş, hergün böyle yaşamak kaderim deyince, morardım İnsan öncelikle ruhuyla barışık olmalı Aklını ve vicdanını töre ve adet üzre karartmamalı, iradeyi iyi kavramalı Her tercihte ne yaptığını sorgulayıp, nemelazımcılığa kaçmaktan gönlünü arındırmalı Köle olduğunun farkına varmalı, her kim saikse bu prangalardan kurtulmak için çırpınmalı Annem gariplere çok acırdı Sanki içinde yaşatırdı, nasıl çırpınırdı, gönlü onlara çok açıktı Kolay değildi, iki analığın elinde beş günlük annesiz kalıp büyümek, adeta gazaptı Anlatırdı rahmetlik neler çektiklerini, benim yaşadıklarımı kimseler yaşamasın diye yanardı Mustafa CİLASUN |