SINIR TAŞLARI-I-. yanlızdı şimdi yapa-yalnız üşüyordu sanki karanlık tutmuştu ellerinden titriyordu bir yerlere gitmek istiyordu kaybolmuştu her şey yol oluyordu sanki duvardaki tablo tablodaki kahverengi çizgi çizginin bittiği beyaz bir çizgi daha ve beyaz çizgiyi sarmalayan yaldızlı çerçeve sehpadaki kırık vazo vazonun içinde kurumuş kırmızı kasımpatılar kasımpatıların hüzünle boyun büküşü ve boyun büküşün cezbedici kokusu sokağa açılan pencere pencerenin iki kanadı kanatlardaki isli camlar ve isli camların inatçı bulanıklığı bir an kapıya yöneldi üşüyordu titriyordu ince bir sızı hissediyordu ciğerlerinde kırmızı bir duvar duvarda duran mas-mavi bir kapı sarı bir anahtar deliği sarı delikten görünen yeşil bahçe ve bahçede gezinen kırmızı karanfiller kapıyıya yürüdü titriyordu ama şimdi üşümüyordu anahtar deliğinden geçemezdi kapıyı açacaktı avuçlarında yüzünü çevirmiş bir kırmızı leke taşıyordu titriyordu kapının koluna uzandı elleri uzanırken düştü avucundaki leke kapıyı açtı kırmızı karanfiller kamaştırdı gözlerini toprak kokusu doldu ciğerlerine Sersemledi sendeledi biraz ve bahçe tarafına yuvarlanarak düştü... |
kutlarım