Güneşi Unutmaktı Sana Bakmak
Ne oldu bize artık!
Nefretinin yanında ne çok yalın ne de yabancı sana aşkım Söyle! Bizi b/akışlarınla sardığın o kadife nerede? Oysa konuşacaktık bizi Avaz avaz kavgalarla üzmeyecektik sevdamızı İçindeki dürüstlüğe sor Bunların hiç birini hak etmediğimi sen de biliyorsun Ne yazık ki! Artık hislerin duygularımla aynı sahneyi paylaşmıyor Tüm bunları yalanlaman çıldırtıyor beni Mutluluktan söz edip de çocukça olan davranışın neden! Y/erimi kaybettiğimin farkında olsam da inanmak istemedim sana Yüreğinin harından ruhunun derinliklerine ulaşan yerimi Şimdi bakışların sanki gırtlağıma oturan bir yağlı urgan Sesimi duymaman ve seni sevdiğime asla inanmaman İçimde düşüncelerimi savuran bir tufan oluşturuyor Bilinmezden mi korktun sen! Git o zaman! kaç korkularından Canımın yandığını gözyaşımı görmeden git Git hemen git! Ellerini bir daha tutmamak üzere bırakıp Bize ait ne varsa belirsizliğe gömüp Meltem rüzgarlarının esintisinde yepyeni umutlara yol aldım Dayanamıyorum haksız yere viran halde gün be gün erimeye Kaldıramıyorum suçlamalarını her şeyin sebebi olarak gördüğünü Cam kenarında loş bir mum ışığında Elinde bir roman kitabını pürdikkat okuyuşunu Ve Filiz çayını yüzünde bir tebessümle yudumlayışını Dün gibi hatırlıyorum Dün gibi İlk bakışta anlamıştım Doğmamış çocuğumun babasıydın Sendin o sendin yoluna adaklar adadigim Ansızın hoş bir tınıyla attığın o gülüşler cennetten musiki gibi Kulağımı keskin ama çok hoş okşayan yansımalardı Senin yüzüne bakmak! Güneşi bile unutmaktı... Hasret! Bütün o anların bir daha geri gelmeyeceğini anlayıp Onu sonsuza dek kaybedeceğini bilmekle başlarmış! Hasret! Telefon acı acı çaldığında Karşıdan titrek telaşlı bir sesin Kaza sonucu senin yoğun bakımda Falancı hastanede komada yattığının haber etmesiymiş İçinde volkanlar patlarken tüm bedenin titrer ancak çok üşürsün! Nefesin kesilir! Sanki elin kolun bağlı çare/sizsindir! Hastaneye gidebilmek elini sımsıkı tutmak için çıktığım yol Yokluğundan çıkmak isteyip de çıkamamaktan korkmak gibiydi İkimiz karşı olsak da bu defa sonsuza dek kopmaya Elden gelmez yeni baştan yazmak kaderi Unutma! ’Her fani ölümü tadacaktır’ Buradayım işte! Sana dokunduğumu hissediyorsun biliyorum Aramızda geçmişte köklenmiş koca bir bağ Sanki ciğerimi söktü öylece çaresiz yatışın Her ne olduysa da aramızda bak ben yine bugün yanındayım Yorgun kalbinin atışları g/özümden kankırmızı yaşlar boşaltsa da Nefesin kesilinceye dek sımsıkı tuttuğum elini asla bırakmayacağım ’Hazırlıklı olun! Hastayı kaybedeceğiz’ Neler oluyor diye anlayamadan Bu sözler çınladı kulaklarımda Oysa sana çok şey vardı anlatmak istediğim Melekler sana iyi bakacaklar! Çok sevdiğin mavi kelebekte yalnız koymayacak seni Korkularını bırak bana, al yanına umutlarımı Biliyorum ki canım! Her insana ölüm aslında bir uzlaşma Seni sonsuz uykunda gökyüzüne ulayıp Acılarını senden almak uğruna yüreğimi verirdim Bu senin yolculuğun ‘ömrüm’ Ardından sessizce el sallanan! O an! Ne kadar dirensem de boş Ölümdür son tecelli gerçek olan Ölümdür Ölüm 24.02.2006 öldürülen Soydan. E Anısına nur içinde yatsın... Hamburg 21.03.2013 Zişan Karamazi |