Ömür bitti yollar habersiz
ÖMÜR BİTTİ YOLLAR HABERSİZ
Ey melek sımalı mah yüzlü canım Deryalara taştım selden habersiz Bende bir ateş var nazlı canım Duman olup çıktım külden habersiz Bin ğüzel içinde ranâm sallıdır Ândelip misali tatlı dillidir Abı şerbet akar dilde bellidir dudağına düştüm dilden habersiz Mor menekşe sümbül çeker sefayı Baldıran zehri ver gör sen vefayı Bülbül çekmedimi senden cefayı bağlar goncalandı gülden habersiz Yâr olmaz bülbüle dalın eğrisi yar sanmış kendini melek yavrusu Namelere düştü sözün doğrusu Mızrap çalar söyler telden habersiz Bu alem bu seyran sanki dar bana Egip başın selam verdi yar bana kimseler bilmeden geldi sır bana Girdi haramime elden habersiz kötü söyleyemem ahsız dilimden bir fasıl çalayım kopuk telimden leylamı getirin sahra çölünden mecnunu yaktılar çölden habersiz Harunim gençliğin suyu durulmaz Sürğülü kapıdan içe girilmez Zincirlerden kopan taylar yorulmaz Ömür geldi geçti yoldan habersiz harun yıldırım andalip bülbül rana ( güzel ) ugrusu ( gönül almayı bilem kimse ) beden sarınca toprağı erer aşkın vuslatına hak divanına durunca nere düşer kısmetine |