BİR MASALIN SONU...!
Daha otuzundaydı,
onu farkettiğimde, soğuk bir kış gecesi, üsküdarda bir bankın üzerine oturmuş, ağlamaktan küçülen gözleriyle kızkulesine bakıyordu, öylesine dalgınki, yanına oturduğumun bile farkına varmadı delikanlı, Sessizce aynı bankın üzerinde, saatlerce beraber kızkulesini seyrettik, gece yarısını çoktan geçmişti, istanbul’da sanki bir ben, birde kim olduğunu dahi bilmediğim delikanlı vardı sanki, saatlerce beraber istanbul’un sessizliğini dinledik, kızkulesine sessizce içimizdeki dertleri döktük, hava soğuktu, yaşlı bedenim üşümüye başlamıştı, vakit ayrılık vaktiydi, kızkulesine odaklanmış olan gözlerimi, sessizce yanımda oturan delikanlıya çevirip baktım, soğuktan dudakları titriyordu, gözleri kıpkırmızıydı, sanki yüreğinde yanan yangın gözlerine vurmuşta, birazdan ateşler dışarı çıkacakmışcasına kızarmıştı o küçücük gözleri, saatlerce süren sessizliğimizi bozan ben oldum ve, Neden bu saatte buradasın çocuk diye sordum, Gözlerini yine kızkulesine çevirdi, Üsküdar mezarım, ha şu gördüğün kızkulesi varya amca, oda benim mezar taşım deyip,başladı anlatmaya, bizim delikanlı öyle birine vurulmuş ki, hikayesi ne mecnunu aratır, nede dağlar delen ferhatı, bizim delikanlı sahte aşkların uzağında, gerçek bir sevdanın çemberinden geçip, sevdiği ve sevildiği kızdan kendi hatalarından dolayı ayrı düşer. o malum ayrılıkta sonra, hayata küser ve kendini üsküdara mahkum eder, kızda onu çok sevmiştir,ve birgün dayanamaz geri döner, ama gelişki ne geliş, kız giderken bir çaresizlikle gider, gelirken ne kadar çaresizlik varsa toplar gelir yanında, kız evlenmek üzeredir, bizim delikanlıyı bu evliliğin olmayacağına dair ikna eder, ve devam ederler hayatlarına, bizim delikanlı çekilir olur üsküdardan, yarım yamalakta olsa hayatını yaşamaya koyulur, birgün delikanlıya sevgilisi haber verir, nişanlandım ben diye, dünya yıkılır başına, barışmak üzere olduğu hayata bir kez daha küser, günlerce kimseyle konuşmaz, ve kendini yine üsküdara hapseder...! Saat kaçtı bilmiyorum, ama güneş doğmak üzereydi, bütün ısrarlarıma rağmen oturduğu bankın üzerinden kaldıramadım, vakit ayrılık vakti deyip, yanından sessizce ayrıldım, gözlerimden yaşlar akıyordu, üç beş adımdan sonra dönüp kızkulesine baktım, gözümde artık eskisi kadar anlamlı değildi bunu anladım, ve üsküdar yanıyordu görebildim, bizim delikanlı elinde tuttuğu bir kağıdı elime tutuşturmuştu, açıp okumakla okumamakla arasında gidip geliyordum, adımlarımı hızlandırıp uzaklaşınca iyice, elimde duran kağıdı açıp okudum, ’’ÜSKÜDARI MEZARIM,KIZKULESİNİ MEZAR TAŞIM YAPIP,GİDİYORDUN, diye yazılmış bir şiirdi kağıtta yazılan...! Aradan günler geçti, elimdeki gazetede manşet şuydu, Üsküdarda bir genç sebebi belli olmayan bir şekilde ölü bulundu...! YaLNıZKuRT...! |