ÂŞIK
Feleğin şaşırıp aklın zay eder
Zülfü perişanın görünce âşık Mühürlü dilleri duduya döner Zülfü perişanın görünce âşık Sazının telleri düzen mi tutar Sevdanın kervanı hep katar katar Söz geçmez yüreğe uğrunda atar Zülfü perişanın görünce âşık Çağlayan sevdası kurur çöl olur Ağlasa gözyaşı dingin göl olur Bastığı yerlere tozlu yol olur Zülfü perişanın görünce âşık Ununu eleyip asar eleğin Çarkında demlenir zalim feleğin Uçar kanadında nazlı meleğin Zülfü perişanın görünce âşık Diyar diyar gezdi gurbet elleri Hece hece andı yâri dilleri Suna oldu süzdü susuz gölleri Zülfü perişanın görünce âşık Amentüde buldu gönül huzuru Besmeleyle ayırt etti muzuru Aşk odunda yandı cümle kusuru Zülfü perişanın görünce âşık Hükmü veren sensin ben aciz kulun Tende kaybolursam mahşerde bulun İki cihan farkı olmaz yoksulun Zülfü perişanın görünce âşık Fanidir bu dünya çılgın bir hâne Çektiği çilenin hepsi bahâne Esma-ül Hüsna’yla yanmış daha ne Zülfü perişanın görünce âşık Ömrün son deminde can uçar tenden Hiç kalır geriye eşsiz bedenden Zümrüd-ü Anka’dır doğar külünden Zülfü perişanın görünce âşık Melanî’yem gıpta ettim huyuna İblise kapılıp gelmez oyuna Sırat’ın üstünde koşar boyuna Vuslatın sırrına erince aşık Zülfü perişanın görünce âşık Tahsin MELAN / Melan Şiirin sesli sunumu: youtu.be/Y3Fp5KjZcGc |