BİZ
Bildiğim ne varsa... özel bu şehre…
Üşüdüğümüz geceler, ısındığımız gündüzlere, Şiirler yazdığımız, sevgiler üzerine… Renkten renge bürünen o gözlerine, Ayrılık düştü be yüreklerimize… Maziden gelen bir tını kulaklarımızda, Ürkek bir çocuk gibi, bakışlarıyla… Güvenmek istiyor, duyduklarına, En çok seni sevdi… bu şehrin girdabında… Feleğe yüklendik, her seferinde, Anlamak istemeden, bir kere bile… Tüm bildiklerimizle, yüzleştiğimizde, Mazi geri gelmeyecek, belki gelecekte… Al hayatını bizden, yaşa gönlünce… Sendin ilk kez kalbimizin pır pır edişi, Üç gün sürebilen, sözde sevişi… Muhakkak ki cehalete aşkın serzenişi… En çok sana üzüldük, olsun geçmişi, Yokluğunla ağlatan, gecelerin direnişi… Riyakar duyguların, utanıp, ezilişi, Aykırı başlangıçların, bizleri bitirişi… Güneş gibi doğmuşken, üzerimize, Üç günlük dünyaya, güvenişimizle, Lütuf olarak sunulan, sevginize, Gülüp geçtik be, düşüncesizce… Üzüntümüzü hatırlatmak istercesine, Nelerden vazgeçtiğimizi, senelerce… Ve hikaye biter, bir şekilde, bir yerlerde, Ertelenen hayatlar, kalmaz geçmiş, gelecekte… Dünde yaşamak, umudu bilmemektir… Aşk dediğin gizemli zehir, nedir? Tarifi yoktur kitaplarda… hep farklı yaşanır… bambaşka gönüllerde… V.... |